Günaydın sayın okurlar! Evet evet size diyorum. Bugün size daha önce kimsenin tanımadığı bir fırsatı sunacağım. Kendinizi tanıma fırsatı! Bu öyle üstün körü basit birşey değil sakın küçümsemeyin. Yazının sonunda gerçekten nasıl bir hayatınız olduğunu ve sizin nasıl biri olduğunuzu öğreneceksiniz. Bakın bende yalan yok! açık konuşayım ben yaptım öğrendim ve nefret ettim kendimden (yalan ben kendimi çok seviyorum) gözü yemeyen az sonra açıklayacağım psikanaliz yöntemini rafa kaldırabilir nihayetinde ben gerçekler kadar cehalete de inanırım. Bazen ne menem bir hayatınız olduğunu bilmemek bilmekten çok daha iyi olabiliyor. Zayıf ruhlar lütfen yazıdan uzak dursun. Haydi başlayalım!
Bakınız aslında teknik çok kolay yapmanız gerekenler için internet bağlantısı ve bir de bilgisayar yeterli. Hemen facebook sayfasını açıyoruz ve kendi profilimize giriyoruz ilk önce bakmamız gereken yer tabiki profil fotoğrafımız yüksek ihtimal fotoğrafı eklerken dikkat etmediniz ama şimdi söyleyeceklerimi dikkate alarak bir kez daha bakın fotonuza.(fotoğraf demek çok zor geldi bundan sonra böyle diyeceğim)
1-Profil fotonuz güncel mi? (Yani aslen kıçınızın kılları ağardı da siz hala eski fotonuzu kullanıp gençliğinizi burda mı yaşıyorsunuz?)
2-Profil fotonuz daha mı fit? (En son 20-25 yaşlarınızdaki kilonuzla mı takılıyorsunuz sanal alemde?)
3-Normal fotolarınız genelde profilden mi? (Bu çok önemli bir nokta arkadaşlar!! Özellikle şunu unutmayın insan ırkının yüzde doksan yedisi özellikle profilden bakıldığında kendini daha güzel sanmaktadır. Buna özellikle ülkemizde tombik yanak kompleksi denir ayrıca tombikler genelde fotolarda gülmez böyle yapınca daha zayıf göründüklerini düşünürler. Halbuki Japon bilim adamlarıyla yapılan pek çok deney göstermiştir ki boka hangi açıdan bakılırsa bakılsın ve hangi şekil verilirse verilsin bok hala çirkindir.
Şimdi;
Gözlerinizi hafifçe kısarak profilinize ve burada yer alan her türlü öğeye(fotolar, mesajlar, oyunlar vs.) dikat edin(kendi eklediklerinize) Gözleri kısma konusu hassastır buradaki amacımız kendi resimlerinize ve eklediklerinize yabancılaşmaktır. Yeterli konsantrasyona ve objektif bakış açısına ulaştığınızda önünüzde gördükleriniz gerçekten siz misiniz bir düşünün. Orada yazan arkadaş sayınızla gerçek hayatta görüştükleriniz arasında kaç kişi fark var. Arkadaşlar kısmına girip eklediğiniz andan itibaren bir kez bile konuşmadığınız ya da haberleşmediğiniz insanlar neden oradalar bir de bunu düşünün. Yani aslında şunları anlamanız lazım; olmak istediğiniz kişi ve yaşamak istediğiniz hayat aslında ekranda gördüğünüz mü? Buraya eklediğiniz her gülen fotonuz aslında o ana ait anılardan daha önemli bir hale gelmiş mi? Ya da daha kötüsü buradaki profiliniz bile size yetersiz mi geliyor? Başkalarının hayatlarına(facebooklarına) baktığınızda kendinizi kötü mü hissediyorsunuz? 600 arkadaşı olan kişi 100 arkadaşı olandan daha mı prestijli ve mutlu sizce?
Eğer yukarıda saydığım konulara genel olarak hep olumlu cevaplar veriyorsanız size koca kafalı salak hatta geri zekalı da diyebilirim ama demiyeceğim bunun yerine mutsuz olduğunuzu ve kendinizi kandırdığınızı söyleyeceğim. Mutsuz olmak mesele değil zaten aslında bu pek çoğumuzun hayat tarzı ama orada gördüklerinize üzülüp onları gerçek saymak daha kibarı yok kusura bakmayın mallıktır.
Evet bende isterim hayat facebook gibi olsun; sadece gülen suratlar, partiler, rakı sofraları, güzel kızlarla yakışıklı adamlarla çekilmiş resimler ama öyle değil. O profillerde ne zaman ki sadece gülen değil hıçkırarak ağlayan birinin fotoğrafını görürsünüz işte o zaman oranın gerçekliğini tekrar tartışırız.
Umarım hala insanların facebooktaki gibi yaşadıklarını sanmıyorsunuzdur. Kulağınıza küpe edin ; Sadece kediler gerçekten orada göründükleri gibi yaşar insanlarınsa her zaman kazanılacak savaşları var. Hoşçakalın.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
keyifle takip ediyorum yazılarını,kutlarım.
Yorum Gönder