Deli Kime Denir?

Günaydın beyler, bayanlar. Bu günün konusu biraz haşin, dolayısıyla açıklamalarda biraz sert olabilir kusura bakmayın. Konumuz "Deli olmak nedir Deli kime denir?" Sözlük anlamına bakarsak, ki ben asla bakmam bakmak isteyenler vardır diye yazıyorum. Ussal dengesini yitirmiş, coşkun, uçlarda yaşayan kişi. Bu çok basit bir tanım oldu tabi. Biraz daha açarsak şu tanım karşımıza çıkacaktır; Toplumla aynı çizgide olmayan, davranışları ve yargıları toplumla uyuşmayan garipsenen, anlaşılamayan ve çoğunlukla dışlanan kişi.

Ama bırakalım şimdi kişiyi mişiyi! Tanım için gereken örneği kendi üzerimden vermek istiyorum.(evet bilim için kendimi feda ediyorum) Tek bir düşüncem sanıyorum tanımı kavramanız için yeterli olacaktır.
Öncelikle beni tanıyan her insan evladı benim insanları sevmediğimi bilir evet sevmiyorum(başından beri kanım hiç kaynamadı). Irkımız gezegen tarihinde bu topraklar üzerinde yürüyen en zararlı ırktır.(T-rex’e kötü diyen amerikan sineması kahrolsun) (Bu arada insan ırkına kötü değildir diyenler varsa lütfen benimle iletişime geçip açıklasın sabit fikirli değilimdir anlatacak “masallarınız” varsa dinlemek isterim) Tahmin edilebildiği üzere sırf insan düşmanı oluşum bile pek çok kişinin bana garip bakmasına sebep oluyor. (Sırf insan düşmanı değilim aslında bir de sistem düşmanıyım)
Hiç şaşırmıyorum doğrusu... Pek çoğuna göre durum şu; insan kendi türünden(kendinden) nasıl nefret edebilir? Benimse anlamadığım şey şu;
Kötü olana kötü demek bu kadar zor mu? Bu kadar mı yasak?
Türümüzün yarattığı herşeye bir bakın lütfen, bu kadar teknoloji, bu kadar kaynak kim için ne için harcanıyor? Bütün bunlar insanlık için mi? Dünya için mi? Gelişen teknolojiyle birlikte hayatlarınız daha iyiye dönüşüyor mu? Bu sabah düne göre daha mutlu musunuz?(hareketli bir gece geçirenleriniz sorum size değil) Çalıştığınız o kurumsal-çok uluslu(bu çok iyi birşey ya) şirketinizin devasa yıllık karı neyi değiştirdi hayatınızda? Yeni araba alınca hayat ne kadar güzelleşti sizin için? Yoksa siz de düzen bu, sende uyum sağlamalısın diyenlerden misiniz?
Dünya nüfusunun son yüz yılda üç buçuk kat arttığını biliyor muydunuz? Yapılan hesaplamalara göre 2050’de oniki milyar kişi yaşıyor olacak Dünyada. Sizce bu kadar insan nerede yaşayacak? Bu kadar insan neyle beslenecek? Bu kadar insan hayatta kalmak için nasıl işler yapacak? Bir belgeselde izlemiştim şuan Dünya üzerinde yürüyen bir milyar aç insan varmış, ikiyüz milyon kişide işsiz. Son gördüğümde şehirler durmaksızın son kalan yeşil alanlara doğru genişliyordu, su ve besin kaynakları tabiki tüm hızıyla tükenme sınırına gelmiş durumda. Dünya zenginliklerinin yarısı tüm nüfusun yüzde iki’sini oluşturan zengin kesimin elinde.
Ve şimdi birileri karşıma geçip gerçekten bir düzen var mı diyor? Korunması gereken düzen bu mu? Bu düzeni kuran insanları mı sevmeliyim? Hadi kurmayı da geçtim bu düzen içinde sessiz sedasız yaşayanlara mı saygı duymalıyım? Cevabım belli seksen kere söylemeye gerek yok sanırım. Yok dayanamayıp söyleyeceğim. İnsanları sevmiyorum, kurdukları düzeni sevmiyorum ve bu sözde düzen içinde uyumla yaşamalarına da tilt(kıl) oluyorum. Neyse bu kadar agresyon yeter sakinleşelim.
Bakınız sevgili okurlar durum benim için aslında basit; Ben kötü bir ırkın parçası olduğumu üzülerek tüm içtenliğimle kabul ediyorum ancak bir sorum var; Siz, kötü olduğumuzu kabul edemiyorsunuz diye bana gerçekten deli demeye hakkınız var mı?
Gerçi olayın bir yerden sonra daha garip bir hal aldığını söylemeliyim; Beş para etmez , ne olduğunu bilmez bir yaratığın bana sözde hakareti, benim gözümde iltifata dönüştü. Demek istediğim şey şu; anlatmak istediğimi “anlamaya çalışmayan bir öküz” açısından anlaşılamamak benim için bir gurur kaynağı oldu. Kimbilir belki de bu, önümdeki öküz kadar öküz olmadığımın bir kanıtı olabilirdi?
Yani deli olmak benim için kazanılmış bir mevkii bir nişandır arkadaşlar.
Tüm sığ hödüklerin, düşünce özürlülerin, kalıplarda yaşayan zavallıların kedimin kakasında boğulması dilekleriyle aranızdan bu günlük ayrılıyorum. Kalın sağlıcakla.