Selam, Yaşasın Perşembe oldu(aslında hiç içten söylemedim). Sevgili okurlar, bugün artık bir isyan noktasında hakkı yenen gıdalara değinmek istiyorum, inanın yazık günah pek çok faydalı gıda yersiz asılsız karalamalar nedeniyle töhmet(ne sevimsiz kelime) altında bırakılıyor. Ama durumu kurtarmak zayıfa yardım etmek benim bir görevim olduğu için bu konuyu da severek üstleniyor ve işte size gerçekleri açıklıyorum. Öncelikle şu saçma yargıyı kafalarınızdan atmalısınız. Ne yersek oyuz”. Böyle birşey yok. Eğer öyle olsaydı tüm kadınlar hotdog tüm erkekler bok olurdu. İğrencim biliyorum o yüzden yersiz metaforlara daha fazla takılmadan asıl konuya dönüyorum. Tamam ne yersek oyuz olayı aslında çok ta yanlış değil ancak gıdalar hakkında bilinenler yanlışlar var.
Bugün jelibona değinmek istiyorum.
Buraya yumuşak jel şekerleme yazsaydım bir şey anlamayacaktınız o yüzden marka vermek zorunda kaldım kusura bakmayın ayrıca jelibon kadar haribo’yu da severim yanlışlık olmasın. Evet ne diyorduk hah jelinbon-haribo. Yüzyıllardır elimden düşürmem, her gün en az iki paket yerim ve beni gören herkes istisnasız;
-Iyyyy –biliyo musun onun içinde sığır jelatini var der.
Kesin sizde duymuşsunuzdur bu cümleyi ya da daha kötüsü belki kurmuşsunuzdur da. Bu arada benim kronik bir rahatsızlığım var, klişe bir cümle işittiğimde sahibine beddua ediyorum. Sırf tarafıma yöneltilen bu sığır jelatini cümlesi yüzünden 5 kişi öldü(bedduam çok “küvvetlidir”)
Evet var, içinde sığır jelatini var, iyiki de var. Zaten insanlara bunun kötü bir şey olduğunu kim söyledi ki? Kimse!
Uzun bir süre bu antipatinin jelatin kelimesi yüzünden olduğunu düşündüm çünkü insanlara sorduğumda “ay hayvanın neresinde jelatin” var ki nasıl bir madde acaba diyorlardı ancak tiksinti kaynağının bu olmadığını Uludağda meditasyon yaptığım bir öğle vakti farkettim. Tiksinç sebebi jelatin değildi, sebep sığırdı.
Size soruyorum insanlık sığır kelimesi kaç yerde geçiyor? Hangi restorana gittiğinizde biftek, bonfile, et sote yerine, “mantar soslu sığırı” gördünüz? Evet cevap sıfır. Çünkü özellikle biz türkler sığırı hakaret dışında kullanmıyoruz. Şimdi bir de şöyle düşünün “panda jelatini”, “koala jelatini”,“sincap jelatini”. Nasıl o kadar kötü gelmiyor değil mi kulağa?
Yani maddenin adı sırf “sığır” ibaresini barındırıyor diye aşağılanıyor. Merak etmeyin yediğinizde sığır falan olmuyorsunuz ayrıca sığır jelatini sandığınız gibi(artık nasıl bir hayal gücüyse) hayvanın götünden de yapılmıyor. Durumun oral seksi reddetmekten farkı yok, hayvanın her yerini yiyelim, içelim ama sıra jelatininine geldiğinde ıyyy diyelim. Olmaz! Sığırın hakkını kimseye yedirmem arkadaşlar. Sığırı seven her şeyiyle sevmeli.
Hala yazıyı ön yargıyla ve bükük dudakla okuyan, bilgisiz ama fikir sahibi şahsı muhteremlere şu bilgileri de ayrıca vermek isterim.
*Sığır jelatini %90 protein içeren zengin bir gıda maddesidir.
*Sığır jelatini içinde 10-15 çeşit esansiyel(hayati, zaruri) amino asit(protein yapı taşı) barındırır.
*Sığır jelatini sanıldığı gibi hayvanın kaslarının arasında(ya da götünde) bir katman değildir, jelatin sığırın kemik ve dokularının kaynatılmasıyla elde edilir(tavuğun kemiğini kaynatıp çorba yapan kültür için sanıyorum sorun olmaz)
*Saçların uzamasını olumlu yönde etkilediği, kırık ve ezik kemiklerin iyileşme hızını arttırdığı, eklem hastalıklarının tedavisinde olumlu etki yaptığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Demem o ki, artık lütfen sığıra da jelibona da laf etmeyin.
Hep mi faydalı hiç mi zararı yok bu meretin derseniz.
Evet biraz şeker içeriyor ama mükemmel olan ne var ki?
Sevgiliniz nasıl bir insan?
Hiç mi kötü huyu yok? Mutlaka vardır ama yine de iyi biri değil mi?
.....
Değil mi?
-Eveeeeet
O halde jelibona da bir fırsat verin onu sevin. Bir jelibon ayısı kadar şirin olan kedime buradan kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum.
2 yorum:
kolalı jelibonu buzlukta dondurup yedin mi hiç ?
yazıyı okuyunca aklıma o tadın nasıl olacağı geldi....biraz malakça bir bakış açısı benımkı...
Onu yapmadım ama dondurmanın içine jelibon koyup yedim, gayet güzel oluyor.
Yorum Gönder