Sahne Tedirginliği ve Jüri Korkusu

1 Temmuz 2011 Cuma 0 yorum

Selam, evet hep olduğu gibi Cuma oldu Temmuz oldu. Hava şöle böle falan filan neyse işte... Sevgili okurlar bu günkü konumuz canımdan çok sevdiğim kuzenimin bir istediği o yüzden tüm konu sıralamasını değiştirip bunu öne aldım. Konumuz; Sahne tedirginliği ve jüri korkusu. Belki başlık yüzünden konuya ne kadar yakınsınız uzaksınız kestiremiyorsunuz ancak şöyle söyliyeyim yakınsınız.
Yaşadığınız toplumsal tabanlı her korku aslında budur. Yani sahne hayattır diyeceğim ama klişe olacak diye korkuyorum neyse artık söyledim gitti.
Şimdi baştan bu konuyla ilgili ortaya atılmış safsataları bir açıklığa kavuşturalım.
1-Sahne korkusu hissedildiği ve düşünüldüğü anda artar. Olumlu düşünme ve saptırma yöntemleri size yardımcı olacaktır (kısmen doğrudur, kafa yorulan herşey bünyede artış gösterir ancak olumlu düşünmek yani olayı kendi lehinize çevirme çalışması ve saptırma işe yaramaz) Yani juriyi - seyirciyi sıçarken düşünmek ya da o ortamda değilmişsiniz gibi davranmak işe yaramaz. Nedenini yazının ilerleyen noktalarında anlarsınız.
2-Paniğe kapıldığınızda kendinize sakince telkinlerde bulunun.(işe yaramaz)
3-Daha önce bu işi ne kadar iyi yaptığınızı düşünün(asla işe yaramaz, geçmişte yaptığınız geçmişte kalmıştır o anda varolan bilincin bu eski olandan güç alma durumu imkansızdır.)
Yukarıdakileri unutun ve bu iş için kişisel gelişim kurslarına gitmeyi de aklınızda çıkarın.
Bakınız size kendi hayatımdan bir örnek vereyim. İnanın bende bir zamanlar sizler gibi sahne heyecanı yaşıyordum. Sene 1867 aylardan yine bir Temmuzdu. O dönem cinsellikle ilgili yaptığım araştırmalar beni Hindistana sürüklemişti. Delhi’de kamasutra hocam Aşakoyla tanıştım. Kendisine cinsellik konusunda sınır tanımadığımı ve bu konuda öğrenilecek herşeye açık olduğumu söyledim, ancak herşey derken götü de kaybetmek istemediğimi belirttim. Sağolsun anlayışla karşıladı ve ben okuluna kabul etti. Eğitimin başlarında her çaylak gibi bende tökezliyor, başarı sağlayamıyordum çünkü derslerin yüzde 30’u teorik 70’i pratikti. Aşoka koltuğa geçip ne zaman beni izlese yapmam gereken asıl hareketleri yapamıyor kendimi küçük düşürüyordum. Oysa biliyordum ki olaya hakimdim ama onun karşısında bir türlü o mükemmel performansı sergileyemiyordum. Farzı misal bir Perşembe günüydü çok iyi hatırlıyorum, o gün ders arkadaşım Ananda(hintçe sevinç demek) ile “Güneşe domalan mutluluk şelalesi” pozisyonu üzerinde çalışıyorduk. Ben normalde pipimi sol bacağımın altından geçirip sağ omzumun üstünden dolandırıp Ananda ile kavuşmam gerekirken, sürekli heyecanlanıp pipimi omzumun üstünden geçirdikten sonra Ananda’nın boynuna doluyordum. Kızcağız Allah inandırsın üç kez boğulma tehlikesi geçirdi.(Gerçi çok ta kötü olmadı o gün anladım ki insanlar oksijensiz kaldığında daha şiddetli orgazm oluyorlarmış) Herneyse durum böyle bir hal alınca Aşoka beni yanına çağırdı birlikte bahçede kısa bir yürüyüş yaptık. O yürüyüş benim hayatımda çok önemli bir yere sahiptir.
Ustam bana aynen şöyle demişti;
Evet biliyorum Batu sendeki halat gibi ancak kontrolsüz güç güç değildir ve bu kontrolü elde etme yolu, gücü nasıl kontrol edeceğini düşünmek te değildir. İnsan hayatı aslında sadece iki şeyle geçer düşünmek ve yapmak. Biri yapılırken diğeri yapılamaz. Bunların biri kalbin diğeri zihin çocuğudur. Kalp kırılgandır zariftir, zihin konuşurken araya girmeye çekinir ancak zihin küstahtır susması gerektiği yerde bile konuşur. O yüzden kalbini güçlendirmelisin. Bir şeyi en iyi şekilde yapmak istiyorsan o yapacağın şeyi sakın ola düşünme, düşünmek bilmek değildir, düşünmek tereddüt etmektir. Düşünmek yanlış yapmaktan korkmak demektir ve iyi yaptığın bir işi kötü yapmanın tek yoludur. Hiç birşey düşünme sadece yaptığın şeyi sev. Kalbinden fışkıran o tutkudan başka hiç kimseyi de dinleme. İşte kendini o tutkuya kaptırdığın anda emin ol ki, işini mükemmel yapıyorsun.

Sevgili okurlar o günden sonra bir daha hiç tutukluk yaşadığımı hatırlamıyorum. Aşoka hocanın popoma bakması bile beni etkilemedi çünkü anlamıştım ki sorun; benim sevişmek yerine nasıl en iyi şekilde sevişileceğini düşünmemdi. Bir daha da düşünmedim.
Yani olayın akışına kendinizi kaptıramazsanız “sahne korkusu” merhemi çıkmış ve siz muhtelif yerlerinize sürmüş dahi olsanız bu histen kurtulamazsınız.
Kalbinizi dinleyin bu kadar çok düşünmeyin.
Kedim gibi benim gibi düşünmeyip yapan herkese saygılar sevgiler.

0 yorum:

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB