Yeşil Başlı Küçük Kuzular

21 Şubat 2016 Pazar 0 yorum


Hatırlıyorum da 2 yüzyıl önce de buna benzer bir sevinç yaşamıştım.
O zamanlar Maslak'ta bir inek ailesi gezer dururdu.
Absürd komedi girişi gibi oldu biliyorum. Ama değil. Aksine çok gerçek.
Dinleyin bakın; bir zamanlar ben "yine" Maslak'ta çalışıyordum. Şimdi camdan baktığımda karşımda duran plazada. Şu an içinde bulunduğum binanın temelinin atıldığı günü bile hatırlıyorum. Görüyorsunuz binalar geliyor, binalar gidiyor ben buradayım. Her neyse konu o değil.
Ne diyordum. İnek ailesi. Evet o zamanlar Maslak "Dereboyu 2" caddesi üzerinde bir inek ailesi dolaşırdı. Sahipleri falan da yoktu.
Arkadaşlarla öğle yemekleri için dışarı çıktığımız zamanlar görürdük onları. Salınır dururlardı yol boyunca. Biz de hiç alışık olmadığımız için inek görünce sevinirdik. A inek. Çok tatlı lan. Tipe bak serserinin. Fotoğraf çekelim hemen. Çekelim tabi. Çekerdik.
O zamanlar da aynı şimdi olduğu gibi hayallerimiz vardı. Herkes birgün doğayla içiçe olabileceği bir sahil kasabasına ya da dağ başında bir eve yerleşecekti. Kendi biberini domatesini yetiştirecekti. Hiçbiri gerçekleşmedi tabi. Herkes ölüp gitti yıllar içinde. Mezarlarına birer sap maydanoz bıraktım.
Ben malum ölmediğim için anlatıyorum bunları. Dinleyin ders çıkarın. Bir de lütfen şunu unutmayın. Şimdi burada biliyorum genç okurlar da var ve arada sırada parlıyorlar.
-Panpa çok orijinal bir fikrim var; -Nedir? -Gidijem buralardan çok sıkılıyorum. Anadolu'dan toprak alıjam perma kültür tarım yapıjam. Organik reçel üretip kavanozunu 50tlden kitliyjem.
-Süper lan. Yapalım bunu. -Yapalım panpa.
İçinde bulunulan şehri terkedip gitme, ardından tarım, balıkçılık, odunculuk, seramik işçiliği ve benzeri işlerle uğraşma hayali, ırkınızın toplu hayali olup hiç bir orijinalliği bulunmamaktadır. O yüzden gaza gelip lütfen heyecanlanmayın. Çoktan düşünüldü onlar. Milattan öncesinde bile "Yok aga kesin kaçıcam" deyip kaçamayan ya da kaçıp geri dönen en az 76682 kişi sayarım size.
O yüzden sakiiin.
Kaldı ki sizin tarım falan yapasınız da yok. Kabul edin bunu. İçinizde biraz olsa evdeki saksıyı sulamaya üşenmezdiniz zaten. -Saksıda kenevir yetiştirenler sözüm size değil.
Bu arada size böyle giydiriyorum ama ben de farklı değilim. Bahçeli benim evim. Ama toprak boş. Camdan bahçeye bakıyordum bundan 2 hafta önce.
Hatuna dedim; aşkım adam Mars'ta patates yetiştiriyor biz bahçeye gül ekmekten aciziz. Bizim neyimiz eksik?
Bahçe küreğimiz yok dedi.
Vay anasını satayım dedim içimden ben bu detayı nasıl kaçırdım. Boşuna birlikte değiliz tabi hatunla, manita zeki.
-Evet yok haklısın ama adamın bahçesi de yoktu filmde.
Kürek al çiçek al ekelim dedi. Küreği de çiçeği de unuttum. Sonunda temizliğe gelen Hatice Teyze sizin alacağınız yok deyip elinde bir torba sümbül soğanıyla çıktı geldi. Siz bunları haftasonu ekin ben Salı günü kontrol eder gübrelerim toprağı dedi. Gitti. Bu sabaha kadar o torba öylece durdu. Sabah bana bir korku geldi tabi. Dedim şimdi 846 yaşında adamım bunca yılın ardından Hatice Teyze'den azar işitmek olmaz. Şunları bi ekelim dikelim bir şeyler yapalım işte.
Hatun dedi;
-E kürek?
-Hay babayın küreğine... Kürek yokmuş sevgilim, bitmiş, fabrikası yanmış, artık üretilmiyormuş. Tahtayla mahtayla yapıcaz artık.
-Olmaz öyle bari kaşık kullanalım.
Dedim size, kız zeki. Bana bıraksanız köpek gibi eşelerdim bahçeyi.
Her neyse biz iki koldan kaşıklarla girdik diktik soğanları. Azami 10 dakika sürmüştür.
Şimdi başa dönüyorum.
Sevinçliyim. 2 yüzyıl önce de beni doğaya yakınlaştıran inekleri görünce seviniyordum. Şimdi bahçeme bakınca seviniyorum. Yavrucuklarıma. Yeşil başlı küçük kuzularıma. Bir baba gibi hissediyorum kendimi sanırım. Yaklaşan salyangozu yakarım.
Bu arada hiçbir fikrim yok sümbül nasıl bir çiçek. Büyüyünce neye benzeyecek.Anne babalar daha iyi anlıyordur ne hissettiğimi kesin.
Elim toprağa değdi bu sabah. Birazcık olsun doğada hissettim. Çocuklar bahçede uyuyorlar. Güzel bir gece bu.
Basit. Doğru.
Hikaye bu.
Hepinize iyi geceler.

0 yorum:

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB