Oyunlar

17 Şubat 2016 Çarşamba 0 yorum


Milattan sonra 230 ya da 231 yılıydı.
Tam tarihi hatırlayamıyorum kusura bakmayın.
Abramo ve Adone ile gladyatör oyunlarına gitmeye karar verdik. Normalde gitmem ama Adone çok ısrar etti.
Adone Abramo’nun küçük oğlu. Ben de amcası sayılırdım.
Tribünlerdeki yerlerimize oturduk. Dövüşler başladı. 4 gladyatör vardı sahnede 1’i fazlasıyal cılızdı. Tahmin ediyorum savaş esiriydi. Zaten bir kaç dakika sonra gırtlağına aldığı mızrak darbesiyle öldü. Diğer üçü kıyasıya savaşıyordu. Esmer tenli atletik olan hızlıydı. Beyaz ve kel olansa iri yapılı. Çok güçlü savuruyordu kılıcı. Diğer uzun saçlı ikisinin arasında ne çok hızlı ne de çok kuvvetliydi. Bir türlü yenişemiyorlardı. Seyirciler çılgına dönmüştü.
Savrulan her kılıçta açılan her yarada çığlıklar Collesium’u inletiyordu. Adone’nin izlemeye geldiği ilk dövüştü bu. 9 yaşındaydı. Abramo oğlunun büyüdüğünü ve artık dövüşleri izleyemeye gelebileceğini düşünüyordu. Oturduk izledik.
Adone babasına dönüp neden bazı izleyicilerin sadece bir gladyatöre tezahüratta bulunduklarını sordu. Haklıydı. İzleyiciler gruplaşmıştı bir kısmı siyahı bir kısmı iriyi bir kısmı da uzun saçlının tarafını tutuyordu. Abramo boşver sonra anlatırım dedi. Önüne döndü.
Ben küçük Adone’ye doğru eğildim ve anlatmaya başladım. Bak dedim buradaki insanların hepsi zafere aç. Hepsi kazanmak istiyor. Ve arenadaki savaşçılardan birinin yerine kendilerini koymazlarsa bunu asla elde edemeyeceklerini biliyorlar. Adone yani onlardan biri kazanınca seyirciler de mi kazanmış oluyor dedi.
-Seyircilere göre evet öyle.
Ama bu doğru değil ki dedi. Onlar kazandığında onlar kazanmıştır. İzleyenlerin bu işten çıkarı ne? Altın mı alacaklar. Hayır küçük Adone dedim almayacaklar ama sahte bir muzafferlik hissedecekler. Ama sen de diyorsun işte; bu sahte. Aptal bunların hepsi. Kızmıştı ufaklık.
Şşhh küçük Adone dedim. Çok yüksek sesle söyleme, duyarlarsa kızarlar. Onları uyandırmaya gelmez. Bırak uyusunlar.
Bak dedim sağımızdaki ağzından salyalar saçarak bağıran adamı göstererek. O adamın yaşamında hissedebildiği hiç bir başarısı yok. Karnını doyurmaktan geçimini sağlamaktan öte bir amacı da. Buradaysa o kılıcı tutan güçlü adam olduğunu sanıyor.
-Şanslıysa kazanır.
Neden dedi ufaklık.
-Çünkü kazandığını sandığı gibi kaybettiğini de sanıyor.
Nasıl yani dedi gladyatör kaybedince o da mı kaybetmiş oluyor.
-Seyircilere göre evet öyle.
-Hepsi aptal. Hepsi aptal. Hepiniz aptalsınız.
Güçlükle susturdum Adone’yi.
Dövüş bitmişti. Esmer kazandı. Diğer iki gladyatörün terli ölü bedenleri güneş altında parıldarken Colessium’dan ayrıldık. Kaybeden gladyatörlerin taraftarları kendi kafaları kesilmişcesine sessiz ve kederliydi. Kazananın taraftarlarıyla zaferlerini kutlamak için sarhoş olmaya gittiler.
Son yıllarında iyiden iyiye zıvanadan çıkmıştı oyunlar. Katliam, insanlar için bile kabul edilebilecek sınırı aşmıştı. Honorius 404 yılında oyunlara son verdi.
Küçük Adone yaşadığı döneme göre sahte olmayan bir ömür sürdü diyebilirim. Akıllı çocuktu.
Yüzyıllar geçti. Oyunlar değişti. İnsanlar asla.
Spor müsabakaları o günlerin yerini aldı. Futbol, basketbol, hokey ve tüm o diğerleri...
Gladyatörler ölüyordu, sporcularsa ölmüyordu. Sistem iyi düşünmüştü bunu.
Ölmedikleri için de zaferleri daha da arttı. Arttıkça taraftarları da çoğaldı.
Tarftarlara ne o zamanlar ne de şimdi beş kuruş para vermediler vermiyorlar vermeyecekler.
Ama olsun vefalı tarfatarlar yağmur çamur hep onların yanında. Varsın kahramanları yatsın en güzel kadınlarla, varsın onlar binsin Bugatti’ye, varsın onlar büyük evlerde yaşasın.
Önemli değil hiç biri. Aslında taraftara göre onlar diye bir şey de yok. Onlar, o kahramanlar zaten. Kendileri.
İnsan sanrısı tehlikeli. Hem de çok. Kendini hem haksız yere mutlu hem de mutsuz edebilme eğilimde herkes. Maçlardan saatler önce stadlara gidiliyor. Totemler yapılıyor. Sporcular havaalanlarında karşılanıyor, deniz aşırı ülkelere gidilip destek olunuyor. Keşke onlar da ev kredisini ödemenize size biracık yardım etselerdi.
Atkılar boyunlarda, hava buz.
Eller üşümüş, cep boş.
Yaklaşmakta olan bir zafer ya da yenilgi
Kimse gerçekten düşünmüyor kim gerçek sahibi.

0 yorum:

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB