Hayal Kırıklığına Dair

12 Ocak 2012 Perşembe 0 yorum


Başka türlü...
Çoğunlukla başka türlü olmasını bekliyoruz bir şeylerin,
Genellikle de o bir şeyler hiç umduğumuz gibi olmuyor.
...
Bu cümle bir arkadaşımın. İsmi önemli değil.
Konumuzsa şu;
Hata nerede?
Cümleyi ilk duyduğumda hala içimde insani bir parça olması sebebiyle duygusal bir yanıt verdim kendi kendime. Kendi kendime diyorum çünkü artık bir soruya cevap vermeden en az beş dakika düşünüp öyle konuşuyorum.
İçten gelen o ilk cevap tabi ki sıkılmış, buhran dolu, isyankar Batu’ya aitti.
Cevabı son derece özneldi. Hatta cevaptan öte bir küfür gibiydi.
Neden mi olmuyordu bazı şeyler istediğimiz gibi?
Dünya kötü de ondan. Her şey yanlış da ondan... O her şeyin ne olduğununsa hiç bir önemi yoktu. Gelmişe, geçmişe, tekine, topuna sövüyordu bir yanım.
Neyse ki itimat etmedim kendisine, daha sakin olup biraz daha düşündüm.
Farkettim ki gerçekten sanıyoruz;
Artık acınası mı demek lazım, üzülmek mi lazım bilemiyorum ama gerçek şu ki; Sanıyoruz.
Sanıyoruz ki biz büyük bir samimiyetle, iyi kalplilikle, içtenlikle bir şeyleri istediğimizde o iş olacak.
Kaçırdığımız noktaysa bunun iyi olmakla ya da kötü bir Dünyayla hiç alakası olmadığı.
...
Bir dayanak noktasına ihtiyacımız var hata nerede bulabilmemiz için.
Bu en zor kısım, çünkü doğru olarak kabul edeceğimiz ve merkeze koyacağımız şey tüm sonucu değiştirecek.
Peki tamam hadi karar verelim, doğru nerede bu cümlede?
1-Biz miyiz? İstediklerimiz mi doğru olan?
2-Yoksa istediğimiz gibi olmayan şeyler mi aslında olması gereken?
Burada konuyu ilahi bir boyuta taşımaya kalkarsak bir kaderden bahsetmek zorunda kalırız veeeeeeeee;
İkinci seçeneği doğru kabul eder, her işte bir hayır vardır deyip kestirip atarız. Bu halde bizim istediğimiz gibi olmamış olsa da olmuş olan aslında olması gerekendir. Yanlış olan bizizdir.
Farkettiyseniz işleri genel olarak tanrıya havale ettiğimizde baya rahata eriyoruz. Elbette vardır onun bir bildiği diyebiliyoruz.
Kalbimizse bunu dinlemiyor.
Açık konuşalım yaşadığımız bildiğimiz sevindiğimiz ve üzüldüğümüz tek bir yaşamımız varken. İleri de bir tarihte “daha iyi olacaktır” şeklindeki umut vadeden cümleler kalbi tatmin etmeye yetmiyor. Daha önce söylemiştim kalp sadece şimdinin acısını, özlemini, mutluluğunu bilir ötesini göremez.
O halde şimdiden öte önemli hiç bir an yoktur bizler için. Ve her istediğimizi almalıyız.
Diyebilir miyiz?
Kısmen, bunu yani şimdinin önemini sanıyorum rahatça dile getirebiliriz ama...
Hep bir ama olması durumu inanın beni de çok yoruyor ama yapacak bir şey yok. Çok fazla değişken var ve her cevap bir başka olasılıkla yeniden kendini hesaplamak zorunda kalıyor.
-ama, her istediğimizi almalı mıyız?
Yaşama amacı haz almak olan bir insan için.
Her arzu tabi ki erişilebilir olmalıdır. Yarın ölünebilmesi ihtimaline karşın bugün her yönüyle yaşanmalı ve doyuma ulaşılmalıdır.
Teori müthiş...
Ya pratik?
Nasıl cevap verebiliriz ki buna değil mi? Hangi her istediğimiz hep oldu ki pratikte nasıl bir sonuç doğurduğunu bilelim.
Yanlış. Aslında biliyoruz, öyle birimiz beşimiz falan değil, hepimiz biliyoruz.
Sadece inatla isteyip elde edemediklerimize taktığımız için elde edip nasıl da hızla bıktığımız sıkıldığımız şeyleri unutuyoruz.
Başa dönelim;
Doğru nerede? Doğru ne?
Bu bizim arzu istek işlerimizle yakından ilgilenen ilahi bir güç, varlık artık siz ne derseniz deyin öyle bir şey olduğunu düşünmüyorum. Yani allahım sen doğrusunu bilirsin vasat cümleciğini kabul etmiyorum.
Bence yukarıdaki cümlede doğru hiç bir yan yok. Başlı başına cümlenin kendisi, dile getirilmesi hata.
Hata, edilgen olunması.
Hata, mamasını bekleyen kedi gibi bir ihtiyaç, bir beklenti içinde olunması. Olmaz demiyorum o istenilenler her neyse tabi ki olur... olabilir.
Bugün olur, iyi olur.
Yarın olur güzel olur, ya öbür gün olmazsa?
Durmaksızın bitip başlayan bir elde etmeyle mutlu olunamaz.
Ki mesele zaten mutlu olmak da değil, dengede kalmak
Onun da tek yolu sağlam durmak.
...
Olsun ulan olsun
Öyle de olsuuuun,
Böyle de olsun.
Ya da tamam ne hali varsa görsün, hiç olmasın.
...
...
Cevap verin,
Bunu diyebildikten sonra,
Kimin, neyin gücü nasıl yeter, size bir daha hayal kırıklığı yaşatmaya?

0 yorum:

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB