Kızının Sevişmediğini Uman Babalar

31 Ekim 2011 Pazartesi 1 yorum

Bugün arkadaşlar. Konumuz başlıkta da görüldüğü üzere “kızının sevişmediğini sanan ve uman babalar.” Bu nasıl konu demeyin zira çok ciddi ve gerçek bir mevzudur kendisi.
Fakat yazıya dalıp babalara boy boy laf sokmadan önce gelin biraz bilimsel gerçeklere göz atalım.
Bilindiği gibi insan ırkı olarak kadın erkek iki cinsiyete sahibiz. Neden iki? Çünkü eşeyli üreyen bir türüz.(insan olmanın en sevdiğim yanı bu sanırım) Eşeyli üreme nedir bilmeyen varsa çok basit şöyle açıklayabiliriz; Batırmalı, çekmeli üreme. (Yok öyle arı gibi yılan gibi değil de... böyle... aman işte anladınız nasıl olduğunu)Herneyse konu üreme değil o yüzden cinsiyetlere dönelim.
Her iki cinsiyetin yaşamları boyunca geçirdikleri beş ortak dönem bulunmaktadır. Bunlar;
Bebeklik (0-3 yaş)
Çocukluk (3-12 yaş)
Ergenlik (12-21 yaş)
Yetişkinlik (21-65 yaş) ve
Yaşlılık (65 yaş ve üzeri)tır.(aslında bence ergenlik ve yetişkinlik dönemleri arasında tam 20-45 yaş aralığında bir de “muhteşemlik” dönemi vardır ama sanıyorum bu çok bilimsel değil o yüzden siz beş dönem var sayın)
Ergenlik ve yetişkinlik dışındakilere bu yazımızda değinmeyeceğim zira o dönemlerde sevişilmiyor.(gerçi yaşlanmadım bilemem belki sevişiliyordur ya da işallah sevişiliyordur ) Ergenlikle başlayalım. Bu kısma da çokça değinmeyi uygun görmüyorum yine de kısaca bahsedelim yukarıdaki tablodan da anlaşıldığı üzere bu dönem yetişkinliğe geçiş evresidir. Kendisi, yaşımız onüçe ulaşınca başlar, dönemin başlamasını takiben hormon seviyemiz tepe noktaya ulaşır ve bizlere dağa taşa atlama hevesi aşılayan yakıcı bir şelaleye dönüşür. Yani savaş burada başlar. Hangi savaşa demeyin artık anladınız ne olduğunu. Kendisine hormonlarla mücadele de diyebiliriz. Ergenlikte çiftleşme modern toplumlarda çok sık görülmez.(nasıl yalan kendim yazdım kendim güldüm) Evet tabiki görülür ama tabiki yetişkinlikteki kadar sık değildir(gerçi on yedi yaşımda bizim okulu hatırladımda peh peh peh...) Ergenliği çok uzatmadan yetişkinliğe geçiyorum. Bu dönem yirmi bir yirmi iki yaşlarında başlar. Öğrenimine devam edenler için üniversite çağına denk gelen bir dönemdir kendisi ve aslında üniversite yaşamının insan yaşamındaki en güzel dönem olmasının da yegane sebebidir. Çok aktif bir dönemdir diyebiliriz bu yetişkinliğin giriş kısmına. Gerek bireysel gerek grupsal çokça faaliyet yaşanabilmektedir. Halbuki pek çok ebeveyn bunu kendileri de bildikleri halde yok sayıp kızımız oğlumuz derslerden sınavlardan büyük keyif alıyor şeklinde kendilerini kandırmaktadır.
Şimdi bu kısma kadar kısa bir özet yapalım. Neymiş insanlar isterlerse onüçünden sonra sevişebilmekteymiş. Hadi çok ekstrem örnekler vermeyelim ve istatistikler üzerinden devam edelim. Türkiye’de kadınların cinsel ilişki yaş ortalaması ondokuzdur. Bu bahsettiğim birleşmedir öpüşme elleşme onlar için ortalama onaltıdır. Yani görüldüğü gibi kimse turşusunu kurmuyor. Zaten kurmamalı da.
Peki babalar ne düşünüyor bu konuda? Güzel şeyler değil tabiki. Kabul ediyorum bende empati yaptığımda küçücük kızınızın büyüyüp kendini elin tanımadığınız kıllı adamına vermesi fikri çok hoşuma gitmiyor ama önemli olan bu değil. Bu hayatta pek çok şey hoşumuza gitmeyebilir ama bu onların yok sayılıp, görmezden gelinip, olmayan realiteler içinde yaşanmasını haklı gösteremez.
Ey kendini kandırmayı seçen ve kızları üzerinde saçma baskılar kuran babalar sizlere sesleniyorum.
Kızlarınız sevişiyor. Hemde çok güzel. Siz nasıl ki onların yaşında gümbür gümbür sevişiyorsanız onlarda aynı sizin gibi. Bunu kabul edin artık. Zaten sevişmiyorsa bir sorun vardır. Kaldı ki şimdi sevişmeyecekse ne zaman sevişecek? O tepedeki yaş skalasını haybeden koymadık amcalar bakın bakalım inceleyip öğrenin çiftleşme yaş aralığını. Bu arada sevişmek çiftleşmek falan diyoruz oysa sevişmeye kadar erkek arkadaşı olduğunu dahi söylemeye çekinen milyon tane genç kadın var dışarıda.
Bakınız babalar, elbette herkes ister, dünya kendi hayallerindeki gibi bir yer olsun ama işler malesef öyle yürümüyor. Siz bu gerçeği görmezden gelip kızınızla aranızdaki o devasa duvarı yıkamadığınız sürece iyi baba falan da olamayacaksınız. Sonra bir sürünüz kendi kendine konuşacak nerde hata yaptım acaba diye. Nerede olduğu çok açık kendinizde yapıyorsunuz.
Gerçekten bir kadının cinsel kimliğini görmezden gelip, onu tanıdığınızı söyleyebilir misiniz? Ona nasıl destek olabilir? Onu nasıl anlayabilirsiniz?
Birine yakın olabilmek için onu herşeyiyle kabul etmek gerekir, herşeyiyle, sadece görmek istediklerinizle değil.
...
Oysa pek çok babanın dilinde varsa yoksa, benim kızım yapmaz, benim kızım yapmaz.
Soruyorum neden yapmaz? Kedim gibi kısır mı?
Neden yapmaz? Hisleri yok mu, insan değil mi?
Uyuşturucu satmak mı bu adam öldürmek mi? Neden yapmasın? Bu bir suç mu?
Kızınız bunu neden yapmamalı ve siz bunu neden kabul etmemelisiniz gerçekten mantıklı bir cevabınız var mı?
Neden hep insan olunduğu gerçeği örtbas edilip melek olunması bekleniyor kadınlardan?
...
Kızınız bunu yapar,
Yapmalı da, çünkü bilinen en basit gerçektir ki insanlar sevişir.

1 yorum:

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB