Bir araba,
Evet sadece bir araba, benden çok ama çok daha kıymetli.
Aslında oturup böyle saçma sapan karşılaştırmalar içine girmem, ancak dün yapılan son artışlarla birlikte durum yine gözlerimin önüne geldi ki;
Ben bir paryayım. Bir köle. Varlığı yokluğu kadar değersiz bir sıradan varoluş. Ha düne kadar bilmiyor muydum evet biliyordum pek tabi, ama dün biraz daha perçinlendi.(perçin lafına da ayrıca hastayımdır bu arada)
Yeri gelmişken ben diyorsam, bilin ki size çok yüklenmek istemediğim için böyle söylüyorum yoksa pek çoğunuz benden farklı değil onun da gayet farkındayım. Şu an hesaplıyorum da(cidden koydum hesap makinesini önüme çarpıp bölüyorum) hayatım gerçekten bir araba kadar kıymetli değil. Ve asla olmayacak da. (Bu lafımın havada kaldığını düşünenler için biraz güncel bilgi vereyim, bugün 2012 model bir Audi A8 yaklaşık olarak 300.000 euro. Yaniiiiii nerden baksaaaaaaak benden bir 300.000 bin kat kadar değerli) Gerçi zam öncesi de 250.000 civarlarında geziniyordu bu fiyat ama bir günde 50.000 kat değer kaybetmek sanırım beni biraz yaraladı.
Hayat zaten pahalı
(idi)
daha da pahalılaşıyor...
Belli ki bu bataklığı terkedebilmek için asla yeterli nakitimiz olmayacak. Bilmeyenler varsa “hükümetinizin” cari açığa karşı yaptığı ötv hamlesinden bahsediyorum. Tütün, alkol, cep telefonu ve otomobil fiyatlarında küççücük bir artışa neden oldu kendileri. Diyorsanız ki Ötv ye kadar başka neler geçti kıçımıza, haklısınız ona da diyecek bir sözüm yok açıkçası.
Ancak!!!,
Burada büyük bir uygulama hatası söz konusu. Çünkü bir toplum bu denli yanlış bellenemez. Atalarımızın bir sözü var tahmin ediyorum hepiniz zaten biliyor.”Karıncayı seveceksin ama belini incitmeyeceksin.” (yavrum benim ataya bak) Bakın adamlar oturup nasıl da incelikli düşünmüşler. Amca diyor ki; evet belleyeceksin ama öyle abanmak, kırmak, burkmak, acıtmak, kıvılcım çıkartmak yok. Sizinkilerse bundan hiç anlamıyor. (Sizinkiler diyorum diye de lütfen bana kızmayın zira hiç benimmiş gibi gelmiyor)
Bu arada mesele A8(Audi) falan değil. (farkettim ki ,bazı şeyleri çok açık yazmak zorundayım zira bazı derin görüşlüler bu arabaya taktığımı düşünebilir) Mesele “B3” yani Batunun içinden çıkılmaz üç sorunu.
Nedir peki bu B3?
1-Bu peşkeş düzeni bu kadar görüp bilip yaşayıp yine de değiştirebilmek için elimden hiçbir şeyin gelmeyişi.
2-Elimden hiçbir şey gelmediği için herşeyi unutmak isteyişim.
3-Unutup rahatlamak için kullandığım veya kullanmayı planladığım şeylerin ya yasak ya da pahalı oluşu.
Hayır ben belki bu düzenle, hayatla başa çıkamıyorum..olamaz mı? Olabilir. Olabilirden de öte oluyor zaten.
O zaman beni ve benim gibileri bi rahat bırakın. Salın gitsin rahatlatın. Ama yok. Yapılmıyor. Aslında yapılmasını da beklemiyorum zira bu akıllıca bir hareket olurdu ki biz akıllı insanlarla muhattap değiliz.
Görüyorsunuz B3 büyük problematik. Öyle içinden çıkılacak gibi de durmuyor.
İşte böyle bir hayatta , anlık zevklerin günlük keyiflerin ötesine geçmiyor geçemiyor Batu denen bu canlı. Dünden önce de soruyordum şimdi yine soruyorum,
Ben niye çalışıyorum? Bu soğuk, izbe, kalpsiz ruhsuz ofise neden geliyor, kim zengin olsun diye anüsümü yırtıyorum. Kim için? Ne için? Bunca özveri, bunca çıpınış,bunca emek?
Ve son sorum;
Benim için bu akşam içeceğim rakıdan öte bir mutluluk gerçekten var mı bu dünya üzerinde?
Soru falan sorduğum yok sakın cevap vermeyin.
Her Cuma dediğim gibi kediyi bolca yemleyin ardından çıkın evden demlenmeye gidin.
Komalık mükemmel bir haftasonu diliyorum herkese.
Kendinize iyi bakın.
Sağlığınıza.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder