Toprak Sarsa

17 Şubat 2012 Cuma 0 yorum



Bugün sabah olmasaydı şu zavallı hayatımda.
...
Hiç giymeseydim,
Bu nereden geldiği, kimin verdiği belli olmayan kuralları,
Üstlenmeseydim bu et ve kanın,
Toz ve rüzgarın hayali sorumluluklarını.
Uzlaşmak zorunda olmasaydım...
...
Tüm bu şakayla.
...
Oysa zaman zorluyor.
Her zaman,
Hep geçiyor,
Vakit yine dönüyor dolaşıyor,
Geri geliyor.
...
Gelmeseydi keşke
...
O yorgan başıma doğru çektikçe, bari yarın alıp beni götürse.
Buradan başka...
Her neresi olursa olsun,
Başka bir yere...
...
Kimse beni aramasa...
Arasa da bulamasa...
Yavaş yavaş unutsa...
Emin olamasa asla, varolmuş muydum?
Yoksa sadece isme sahip bir hayal miydim?
...
Ne daha fazla yalan duysam,
Ne sevinsem, üzülsem, öfkelensem
Ne anlamak, ne anlaşılmak istemesem daha fazla
Artık tek laf etmek zorunda olmasam ben...?
Hiç ama hiç konuşmasam bir daha...
...
...
Korkunç bir gürültüyle yer yarılsa şimdi,
...
Yer yarılsa da,
Ben,
İçine,
Girsem.
Ellerimle bacaklarımı sıkı sıkı kavuştursam,
Top gibi, yusyuvarlak teslim etsem kendimi karanlığa,
Yaslasam yüzümün sağ yanını toprağa,
O başımı okşasa.
Tamam güzel çocuğum zordu evet ,
Ama artık geçti dese.
Bir saniye dahi olsa bir kurtuluşa inansam,
İnanabilsem.
Kokusunu çeksem içime sonsuz kahverenginin,
Sarsa...
Kapatsa üstümü,
Yıllarca, yüzyıllarca... çağlar boyu ağlasam kimsecikler görmeden.
Ağlasam,
Ağlayabilsem,
Unutabilsem bildiklerimi.

0 yorum:

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB