Fırtına
Şimdi çocuk olsaydım,
Kesin markete gider bir dondurma alıp yerdim.
Ya da çok sevdiğim bir bilgisayar oyunu oynardım.
Belki bir de çizgi film izlerdim.
İşe yarardı yine eminim.
...
Eskiden... çok kolaydı diyemem ama evet daha kolaydı her şey.
Çocukken mutlu olmak için yapabileceklerim benden bu kadar uzak değildi.
Sıkıntı...
İyi kötü bir şeyler yapınca geçer giderdi.
...
Şimdi... şimdilerde çoğunlukla bir çözüm yolu bulmaya çalışarak geçiyorum günüm,
O yine yaklaşan,
Usul usul ayak parmaklarımdan yukarı doğru tırmanan tanıdık buhran.
Bugün nasıl olacak da dinecek...
Bunu da atlatırsam yarın ki nasıl geçecek?
...
Daha da mı fazla gitmeliyim tuvalete,
Daha da mı çok yıkamalıyım yüzümü
Kapatıp kendimi yine o lanet kabine,
Kapatıp gözlerimi...
Yine yine yine...
Daha da mı fazla sıkmalıyım dişlerimi,
Yumruğu mu?
Daha da mı fazla derin,
Daha da yavaş nefes olmalı nefesim?
İnsanlar içinde çıldırmamak için kendimi zincire mi vurmalıyım?
Dayanamıyorum bulunduğum yere.
Tek laf edesim gelmiyor,
Kalkıp gidemiyorum da,
...
Ellerimi gözlerime götürüp çok ama çok yavaş ovuşturuyorum,
Çok fazlasıyla yavaş...
Yalandan bir ovuşturma...
Amacım kaşınan, kamaşan gözlerimi tatmin etmek değil asla.
Almak.
Her ne kadar koparabilirsem o kadar iyidir deyip, çalmak,
Avuçlarımda sıkıp öldürmek istiyorum saniyeleri,
Koparmak istiyorum kendimi o andan.
...
Ben görmeden geçsin istiyorum zaman.
...
Katlanıyorum hala,
Azalan bir umutla geçecek diyorum yine de,
Asla geçmiyor,
Yetmiyor sökebildiğim, bitmiyor,
Akıp... daha güzel bir yere gitmiyor,
...
Bu da geçse...
Yarın daha iyi olmuyor.
Batu Yazan
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder