Olması Gereken
Salondaki masamı boşalttım bugün saat oniki gibi,
Her şeyi,
Her şeyi kaldırdım.
Tek bir mum yaktım sonra.
Önüme koydum,
Kahverengi boşluğun ortasına.
Sessizlik içinde izliyorum saatlerdir, ateşin küçük, dalgalı dansını.
...
Ne kadar da güzel şimdi bu masa.
...
Bu kafa.
...
Nasıl da sakin,
Alabildiğine huzurlu...
...
Gerek var mıydı ki zaten bunca şeye önümde?
Bu kalabalığa
Öğrenmeye, görmeye, çözmeye, bilmeye, anlamaya
...
Gerçekten gerek var mı bu denli düşünmeye?
Bu kadar düşünceye?
Yok demek,
...
Var demek gibi...
Bir başka düşünme seansının zaman kaybettiren, acınası yetersiz cevabı.
...
Olması gereken,
Deliliğin sınırlarında.
...
Ne dünü, ne yarını, ne de bu anı düşünmeden
Sonuna kadar ciddiyetsiz
Ve umursamaz
Sonuna kadar cesur
Ve kırılmaz
...
Düşünmeden.
Bir kez daha düşünmeden.
Tekrar ve tekrar düşünmeden
Hiç düşünmeden.
...
Tüm yaşananlardan en ufak bir ders çıkarmadan
Kim olduğumu bilmeden, hatırlamadan
Düşünce denizlerinin içinde boğulmadan,
Bir çıkış yolu aramaya gerek duymadan...
...
Olması gereken,
Kaybolmak karanlık soğuk yalnız cümleler arasında
Kaybolmak şaşalı kalabalık alkol masasında
Kaybolmak güzel kadının sıcak göğsünde
Uyumak derin,
Çok ama çok derin,
Büyük bir huzurla, hiç bitmeyen güzel kokulu bir rüya
...
Olması gereken,
Bir daha da uyanmamak
Varolmamak hiç bir anda,
Hiç bir mekanda,
Varolmuş olduğunu da unutmak doyasıya
...
Olması gereken,
Olmamanın ta kendisi.
Batu Yazan
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
batu bu yazıyı hiç sevmedim:(
İsim rica etsem?
ayşegül:)
Yorum Gönder