Doğru Kişi?

16 Kasım 2011 Çarşamba 2 yorum

Günaydın baylar bayanlar,
Bugünün konusuna bir soruyla başlamak istiyorum. Hadi hemen başlayalım.
“Sizce bir insan için önemli olmanın bir süresi var mı?”
Hemen cevabınızı verin. Cidden kendi kendinize bir cevap vermenizi istiyorum ve lütfen soruya cevap vermeden yazıyı okumaya devam etmeyin. Ayrıca soruyu uzun uzadıya da düşünmeyin aklınıza ilk gelen cevabı yapıştırın. Tamam mı verdiniz mi? İyi o halde devam edebiliriz.
Evet şimdi de cevabınızı söyleme sıranız geldi? Ne dediniz var mı sizce böyle bir süre?
Tamam tamam durun, haklısınız sizi buradan duyamıyorum, o yüzden sanırım şöyle devam etmek daha uygun olacak;
Önce kendi kendinize bu sorudan ne anladınız onu söyleyin, ki bu aslında soruya verdiğiniz cevaptan kat kat daha önemli.
Bir insan için önemli olmanın süresi? Bu soru cümlesi sizce size şunu mu danışıyor;
-Bir insan için ne kadar uzun süre boyunca önemli kalınabilir?(bunu aşkın sevginin ömrüyle mi bağdaştırıyorsunuz?)
Yoksa şunu mu?
-Sizce bir insanın bizim için önemli olması ne kadar süre alır?(çok kısa sürede bir insan tüm hayatınızı nüfus edip sizin bir parçanız olabilir mi?)
Acaba cevabınız neydi? Bunu gerçekten çok merak ediyorum. Daha doğrusu merak ettiğim genel olarak hayatı nasıl gördüğün(m)üz. Evet soru tabi ki açık değildi, tuzaktı ama zaten olması gereken de buydu. Zira farkındasınızdır algı farklılıklarımız sayesinde içimizde yatan gerçek düşünceler ortaya çıkıyor. Evet tabiki soruyu ilk şekliyle algılayanlar aşkın daha hoyrat davrandığı, daha karamsar daha yıpranmış olanlarımız. İkincisini anlayanlarımız ise ilk gruptan bariz şekilde çok daha umut dolu, mutlu olma fikrine daha yakın, bir şeylerin gerçekten göründüğü kadar güzel olabilmesi ihtimaline diğerlerinden daha inançlı. Hatta rahatlıkla diyebiliriz ki ikinci grup “ilk görüşte aşka” ve “doğru kişi” kavramlarına inanıyor.
Evet konumuz aslında bu, yani “doğru kişi”. Bu da benden yazılması özellikle istenen konulardan biriydi. Konunun orjinali, daha doğrusu sorunun orjinali aslında şu;
-Batu sence bir insan için önemli olmanın bir süresi var mı?
Size sorduğum gibi ona da sordum;
-Tam olarak bu soruyla neyi merak ediyorsun?
Cevabı açıktı, söylemek istediği şey sevdiği kişinin bu kadar hızlı bir biçimde hayatına dahil olmasıydı. (yani soruyu ikinci şekilde düşünüp sormuştu) Devam etti;
-Bu doğru olabilir mi? Yani hayatına bu denli hızlı dahil olan biri doğru kişi olabilir mi? Yoksa işin içinde tehlikeli bir durum mu var? Çünkü hem mutluyum hem de endişeli.
Biliyor musunuz insanların en sevdiğim yanı ne? Hemen söyliyeyim “aslında tüm cevapları kendi içlerinde saklıyor olmaları.” Bunu neden mi söylüyorum çünkü aslında bu soruyu soran kişi karşısındakinin doğru kişi olmasını çok istiyor, buna içten içe inanıyor da. Yani aslında merak ettiği şey onun doğru kişi olup olmadığı değil. Asıl merak ettiği bu doğru kişinin aynı soruya ne cevap vereceği?
-“Acaba o aynı şekilde hissediyor mu?” Peki bu neden önemli? Kırılmamak için tabi.
Bir insanın hayatınıza bu kadar hızlı bir şekilde girdiğini ve aslında bunun bir yandan güzel diğer yandan da huzursuzluk veren bir his olduğunu hissediyordanız. Bilin ki özünüzde korku ve güvensizlik yaşamaya başlamışsınızdır.
Bu hem sizden hem de karşınızdakinden kaynaklanıyor olabilir. Bu kısma yazının sonunda geri dönmek istiyorum. Şuan dolaşmamız gereken yer “doğru kişi” kavramının çevresi.
Doğru kişi var mı? Bu kadar görece ve duygusal bir konuda bir hakikatten bahsedemem. Adamı döverler. Fakat kendi gerçeğimi söyleyebilirim. Gerçi bu da Tanrı var mı sorusunun bana göre olan cevabına benzeyecektir ama olsun.
Doğru kişiye zaman zaman inanır gibi olup çoğu zaman inancımı yitiriyorum. Doğru kişi var ve evet doğru kişi yok.
Bu tam olarak biz duruma nasıl bakıyorsunuz bununla alakalı.
Size başka bir soru sorayım. Belki bu sizin inanıp inanmadığınızı daha rahat ortaya çıkarmanıza yardımcı olur.
Dünyada kaç çeşit insan var?
Başta yaptığımız gibi hemen cevap verin. Hadi hadi hadi. (tuzak bir soru değil ve doğru cevap yok merak etmeyin)
Bu soruya genelde insanlar iki şekilde yanıt veriyor. Bir kısmı iyi ve kötü. Diğerleriyse kadın ve erkek diyor. Kadın ve erkek diyenlerin kalplerinde bir “doğru kişi” kavramı var. Onlar hala dünya üzerindeki eksik yarılarını arıyorlar. İyi ve kötü cevabını verenlerse kırılmışlıklar, hüsranlar yüzünden takmış durumda bu iyi, kötü kavramlarına, yaralılar, tatsızlar.
Aslına bakarsanız yaralar zaten burada kilit nokta. Ve soruda şu;
Siz bu yaraları sarmaya niyetli misiniz? Yoksa yukarıda dediğim gibi korku ve güven sorunları içinde boğulmak mı niyetiniz?
Size kimse bir mükemmellik ve sonsuzluk sözü veremez yanlış anlamayın. Verene de inanmayın ama zaten bir sonsuzluk mükemmellik de beklemeye gerek yok ilişkilerden. Sonu görünmeyen yollara girmek ne derece mantıklı diye sorarsanız eğer, ben de size şöyle sorarım. Biliyor musunuz herhangi sonu olmayan birşey? Yaşamak zorundasınız, inanmak zorundasınız, çünkü aksini yapıp geri duranlar için ufacık bile olsa bir mutluluk olmayacaktır.
Eee ne diyoruz yani doğru kişi var mı?
Doğru kişi olabilir, siz isterseniz olabilir. Çünkü doğru kişi aslında başkası değildir. O sizsiniz yani isterseniz olabilirsiniz.Siz doğru kişi olduğunuz o doğru zamanda başka bir doğru kişi eninde sonunda gelip sizi bulacaktır.
...
Ha doğru kedi, var mı? O kesin var, o benim güzel kızım pötürcük.
Bu fantastik kasvetli Çarşamba sabahında kendim ve herkes için birazcık daha umut ve ışık diliyorum.
Görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın.

2 yorum:

  • Adsız dedi ki...

    "Kim istemez mutlu olmayı.
    Ama mutsuzluğa da var mısın?" sorusuna evet diyen kişidir doğru kişi.

    Not:Soru, üstat Cemal Süreya'ya aittir.

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB