Bu benim hikayem değil. Bir başkasının acısı. Bu yazı çok kötü bir kadın hakkında.
Aslında kendi kendime söz vermiştim bir daha empati yapmayacağıma. Ama olmuyor işte. İnatla başkalarının ne hissettiğini de yaşamak istiyorum. Berbat deneyimler bunlar açıkçası. Kendi acınız zaten size üç beden büyük gelirken bir de başkalarının ki tatmak... cehennemin bu dünya üstündeki yansıması.
Sadece anlatılanları biliyorum;
Dost bildiklerimizin yavşaklığı,
Kadın sandıklarımızın düşmüşlüğü,
Vay arkadaş bu da yapılabilir mi be dedirtebilecek hayal kırıklıklarıyla örülü.
Bu hikaye yaşandı mı yaşanmadı mı bundan bile emin değilim. Öte yandan emin olmam gereken şey zaten bu değil. Önemli olan bu hikayenin amacı.
Kötülük nasıl yapılır fikriniz var mı arkadaşlar?
Çok acemiler için hemen kısaca anlatayım;
Bu iş zeka işidir, elinize bıçağı alıp karşınızdakinin etine sokmakla olmaz. Bu basittir hatta diyebiliriz ki bir parça dürüsttür de.
Gerçek kötüler çok zekilerden çıkar, ikinci şartsa zeki oldukları kadar acınası da olmalarıdır. Acınası olmayı sakın basit bir şey olarak düşünmeyin. Bu başlı başına bir denklemdir. Bazılarının yaşamı boyunca en yoğun hissettiği duygu acıdır. Pek çok haklı ya da haksız sebebi olabilir bunun için. Ama önemli olan bu değildir. Önemli olan bundan kurtulma yolunuzdur.
Bazıları bunu severek, sevilerek gidermeyi seçer. Bazıları bu acıyı başkalarına aktarıp yükünü hafifletmeyi ister. İkinci yol imkansız olandır.
Çünkü acı aktarılamaz. Acı ordan alınıp, buraya konamaz. Acı çektirmek sahibini rahatlatamaz. Acı sadece çoğalmayı bilir.
Acınasılar bu bitmek bilmeyen acıları yüzünden acınası olurlar daha da çok acıyı çekerler.
Gerçek kötüler işte böyle doğar. Gerçek kötülük karşınızdakinin zihniyle oynamaktan geçer. Kuşkudan geçer. Bununla başa çıkmak bir çokları için imkansızdır. O bunu çok iyi bilir, daha da çok yapar. Onu olasılıklarda yakmak, yoketmek ister.
Peki biz ne istiyoruz ne yapmalıyız?
Ağlayalım mı?
Közlenir mi o zaman bu ateş? Barışır mıyız tekrar hayatla? İnsanlar yine gözümüzde düşünceli iyi yaratıklara dönüşür mü? Eskisi gibi olur mu yine bundan sonra?
Ya da,
Yakalım mı ne varsa?
Hadi gelin deşelim acıları. Hadi gelin bize bunları yapanlara öfkelenelim. Hadi gelin çok büyük planlar yapalım. Evlerini basalım. Onları değil,
Sevdiklerini doğrayalım.
Yapalım evet, yapalım bunu. Yapalım yapmasına da...
O zaman dinecek mi bu acı?
...
Parçalanmış ruhumuzun gerçekten bir diyeti var mı?
...
Düşündüklerimizi unutmak için çok geç, gördüklerimizi unutmak için çok geç, bağışlamak için çok geç, yeniden gülümsemek için...
artık çok geç.
Unutun gitsin herşeyi...
Derin bir nefes alın, bir kediyi okşayın.
Artık ne olduysa oldu,
Şimdi yeni bir başlangıç zamanı.
6 yorum:
Old man filmini izlediğimde kötülüğün ulaşabileceği boyutlarından neler yapabileceğinden korkmuştum ilk.
"Şeytanı gördüm" bir de bunu izleyin.
O film sırada, geçen hafta da "Ölümcül Takip" i izleyip ürkmüştüm.
G.Korelilerden korksak mı ki?
Fazlasıyla korksak, en çok korksak hatta :)
bunlar olağan şeylerdir,çünkü insanlar birbirlerine acı çektirmek için yaratılmışlardır
Yorum Gönder