Sarmal Fıstık Döngüsü
Mekancı bir adamım.
Sürekli takıldığım belli yerler var. Bunlardan biri de... neyse isim vermeyeyim. Beşiktaş'ta bir yer işte.
Yemekler güzel, içkiler makul, müzikler de idare eder. Geçen yaz gitmiştik ilk kez. O zamanlar garsonlar da güler yüzlüydü.
Sanırım zaten o yüzden oraya takılmaya başladık.
Bizim mekan oldu. Sonra garsonlar tek tek gitti. Mekan kaldı. Yeni garsonlar geldi. Tadı tuzu kalmadı.
Ne selam aldılar, ne bir güleryüz gösterdiler. Bir garip adamlar geldi.
Neyse dedik vardır çocukların bir sıkıntısı. Öğrenci oluyorlar genelde. Ders aşk meşk konuları derken kafalar gidiyor. Takılmaya devam ettik.
Bir akşam sinemaya gidecektik. 45 dakika kadar bir süremiz vardı. Hadi dedik bir bira içelim öyle geçelim.
Girip oturduk. Söyledik biraları da. Biralar geldiğinde acındıran bir tavırla; ya dedik biz buraya biliyorsunuz hep geliyoruz. Bir gün de bir fıstık ikram etseniz ne olur?
Kız gülüp fıstığı getirdi. Yedik içtik kalktık. Ertesi gün bir daha gittik. Sonra ki gün bir daha. Bir daha, bir daha, bir daha..Hep ordayız.
Bu arada öyle ucuz müşteri de değiliz. Bir birayla 5 saat oturup kalmıyoruz. Ağır içiciyiz. Başlangıçlar yemekler kokteyller her şey var.
Ama fıstık yok. Fıstığı sürekli hatırlatmaya başladık. Bakın lütfen fıstık ikram edin. Lütfen.
Bir göstergedir bu. Sürekli müşteriye saygıdır bıdı bıdıdır. Biz zaten fıstığın 36 katı hesap ödüyoruz. Küçük bir kasenin hesabını yapmayın.
Ne zaman böyle dil döktük fıstığı getirdiler. Söylemediğimizde de getirmediler.
Anladık ki garip bir inada dönmüştü olay.
En sonunda çağırdım kızlardan birini karşıma. Bak dedim açık açık konuşalım. Fıstığı niye çok görüyorsunuz bize? Daha önce konuşmadık mı bunları? Eşek yüküyle para bırakmıyor muyuz hergün?
Hiç bahşiş bırakmıyorsunuz dedi.
E dedim sen de fıstığı söylemeden getirmiyorsun. Gerçekten tek bir gün dahi olmamıştı söylemeden getirdiği.
Bak dedim bu böyle sürüp gider. "Bilirim bu işleri". Yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan.
Sen fıstığı zorla getirdin diye ben bahşiş vermem. Ben bahşiş vermiyorum diye sen fıstık getirmezsin. İkimiz de bir şey kazanamayız. Gel dedim bu döngüyü kıralım. Al sana 20 lira bahşiş. Önceden vermediğim için özür dilerim. Bir şey de getirme. Anlaştık mı?
Tamam dedi güldü. Biz de son yudumlarımızı içip kalktık. Merak içindeydim acaba ertesi gün gittiğimizde ne olacaktı. Sistemin yürümesi için taraflardan birinin diğerine borçlu hissetmesi gerekiyordu o yüzden 20 lira borca sokmuştum kızı. Borçlandırma psikolojisi genelde işe yarardı. Size hediye alan ya da iyilik yapan birine karşılık verme hissiniz de bu borçlu olma durumunun bir sonucudur.
Her neyse. Ertesi gün oldu. Spordan çıktık. Heyecanlı ve umut dolu bir halde girdik içeri. İki bira dedik. Geldi biralar.
Ama o kadar.
Başka bir şey gelmedi.
Bir süre bekledik. Ama gelmemeye deva etti fıstıklar.
İçeri dönüp camdan kıza baktım. Ne düşünüyordu acaba? Neyi anlamamıştı? Yoksa anlamıştı da özellikle mi yapıyordu? Hem 20 liranı alırım hem fıstığını vermem mi diyordu. Deli etmek hoşuna mı gidiyordu bizi? Sadist miydi? Manyak mıydı? Aptal mıydı?
Gözlerinde hain bir gülümseme aradım. Bulamadım.
Yanımızdan geçerken seslendim.
-Bakar mısın?
-Tabi buyrun.
-Sen niye hala fıstık getirmiyorsun bize?
-Dün bahşişi o kadar laf anlattıktan sonra verdin ki bugün vermezsin diye düşündüm.
Hesabı alabilir miyiz lütfen dedim. Pos makinesi bile istemedim. Tek bir diyaloğa dahi girersem elimde kalacaktı kız.
Biraları içmeden kalktık. Bir daha oraya gitmeyeceğimize söz verdik evlere dağıldık.
...
Hatun geldi akşam.
Bir şişe şarap açtık. Bir şeyler yedik. Soğuktu bana karşı. Suratı asıktı. O surat yapınca ben de yaptım. Sonunda dönüp sordu.
-Batu neden bu kadar mesafelisin?
-Çünkü sen soğuksun, suratın da asık.
-Sen mesafelisin diye suratım asık ki benim.
-Ben mesafeli değilim aşkım sen soğuksun.
-Mesafeli olmasan ben niye surat asayım ki?
-Asıl sen soğuk olmasan ben niye mesafeli olayım ki?
Anladım yine olan biteni. "Bilirim bu işleri". Yine ağzını açmış konuşacaktı ki öpücüğü kondurdum dudağına. Borçlu çıkardım hatunu. Bekledim bir kaç saniye. Akıllıydı benim ki. Gördü döngüyü. Karşılığını verdi. Kırdık açmazı. Seviştik.
Bedava fıstıktan bin kat iyiydi.
Batu Yazan
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder