Bölüm 8
Aile
Mayame ve Dost kurtuldular. Ölmelerine tam ne kadar kalmıştı emin değilim, belki yarım saat belki onbeş dakika ama dayandılar. Her ikiside dayandı. Size birlikte geçirdikleri ilk senelerinden hiç bahsetmeyeceğim, çünkü her aşık çiftin yaşadığı gibi sıradan bir çoşku ve mutluluğu anlatmak zorunda kalırdım.
Size yirmi yıl sonrasını anlatacağım.
Dost ellibeş yaşındaydı Mayame ise kırkbeş, üç çocukları oldu. İki kızları bir de oğulları. Eğer merak ediyorsanız isimleri Aka, Hea ve Totoma, evet oğluna hayatını iki kere kurtaran en iyi arkadaşının adını verdi. Geri kalan hayatları boyunca kabilelerinden ve adalarından ayrılmadılar. Sebebi yorgunluk ya da yeterince macera yaşamışlık asla değil.
Dost sadece bedenen yaşlandı, kulübesinin kapısında, her sabah oğlunun balık avında kullandığı balıkçı ağını tamir ediyor. Kızlarından biri kabilenin en yakışıklı delikanlısıyla evlendi, oğlu adanın en iyi avcısı, eşi Mayame ise hala ona ilk günkü gibi gülümsüyor. Ama mutluluğunun sebebi bunlar değil, sebep hayatı onlarla paylaşması. Şeklen mükemmel görünen bu tablonun altında yatan gerçeği de görebilmesi. Kızlarıyla oğluyla ve eşiyle hergün konuşuyor, biliyor ki bazen çok içiyor ve Mayame bundan hoşnut değil, Totoma bir kıza aşık ama kız pek yüz vermiyor, Aka’nın evlendiğinden bu yana hala çocuğu olmadı ve Hea aynı annesi gibi... bir başkasını bekliyor, belki onun da yola çıkması lazım bir salla, belki bu yolda ölmesi, belki acı çekmesi, kimbilir.
Ruhu hala genç Dostun ve şunu çok iyi biliyor, hiç kimseye sahip değil, ne çocuklarına ne de eşine, hepsinin kendine ait bir hayatı, bir seçim şansı var. O elinden geldiğince iyi bir eş, iyi bir baba, yaptığıysa, elinden gelen en iyi şekilde anlayabilmek, ve her ne olursa olsun ailesini sevmek.
Gitmek, yola çıkmak, ayrılmak , kendini bulmak, sonu olmayan bir seyahat, bir maceradır. Yola çıkan, her gittiği yerde başkası olur, başkası olan kişi ise başka şeyi arar, ve bu böyle sürüp gider, sonsuz bir başkası olma ve sonsuz bir arayış...
Dostsa herşeyin olması gerektiği zamanda, olması gerektiği yerde, ve olması gerektiği gibi olduğunu hissediyor, başka bir şey aramıyor artık.
Hangisinin daha cesur olduğundan şu an bile emin olamıyorum, varlığına dair hiçbir kanıt olmayan Mayeme’yi yıllarca arayan Dostun mu? Yoksa, Kendisine ulaşamadığını hisseden erkeğini bulmak için bir balıkçı salıyla okyanusa açılan Mayamenin mi? Aslında bir önemi de yok. Önemli olan tek şey var.
Güneş batmak üzere, “gerçek cennet” adasında, Beyaz kumlar ve koyu yeşil okyanusun önünde, Dost eşine sıkı sıkı sarılmış, saçlarının kokusunu derin derin içine çekiyor, çıktığı heryol, seçtiği herşey için huzurlu. Yazdıklarını meyve suyu şisesinden bir kez bile çıkarma gereği duymadı, ailesi onun yaşama kanıtı. Sol elinde bir kap tinkakesi, yediği domuz eti, tanrıların bile yiyemeyeceği kadar leziz. “Mutluyum”diye mırıldanıyor her akşam yaptığı gibi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder