Evet bugün konumuz Homo sapiens sikkos. Peki nedir ama Homo sapiens sikkos?
Homo sapiens sikkos değerli okurlar, Homo sapiens sapiens alt koluna paralel olarak Dünya üzerinde yaşamış ve yaşamakta olan ancak evrilmesi sona ermiş insan türüdür. Bu arada herife bak sapiens’i iki kere yazmış mal diyenleriniz varsa; korkarım gerçek mal sizsiniz ayrıca cahilsiniz de. Doğrusu bu, araştırın öyle konuşun. Her neyse hemen atar gider yapmayalım ne diyorduk.
-Homo Sapiens Sikkos. Biz yazının bundan sonraki kısmında kısaca Homo Sikkos diye anacağız kendilerini. Hatta yer yer sikko da diyebiliriz çok takılmayın.
Evet Homo Sikkos... dediğim gibi gelişimi belli bir noktada durmuş insandır kendisi. İsmin etimolojisini inceleyecek olursak adın türe nasıl da cuk oturduğunu hemen görürüz zira bu türün bütün işi gücü sikkodan işler yapmaktır. Sikko’dan iş ne de ne ola ki derseniz hemen söyleyeyim; aslen hiçbir şeye kafa yormayıp, hiçbir şey üretmeyip, boşa oksijen tüketip, üremektir.
Kendilerinin ufacık da anlamsız da olsa bir hayat amaçları yoktur. Erdem, ahlak ya da vicdan konularını asla gerçekten kavrayamamışlardır. Komik olansa kendilerine sorulması durumunda tamamen ahlaklı ve erdemli olduklarını düşünmeleridir. Yani basitçe denebilir ki; sanrı dolu çok hücreli dna israflarıdır.
Türün beyin kapasitesi de oldukça düşüktür. Derinlikli düşünemezler, dolayısıyla gündelik yaşamlarını sürdürmek dışında; Ne oluyor lan bu hayatta? sorusunu sormazlar soramazlar. Ayrıca düşünsel işlevdeki düşük randıman çok bariz şekilde farkedilebilen espiriden anlamama-anlayamama durumu şeklinde kendini gösterir.
Bu türün körü körüne bir düşünce akımına dahil olmaları zorunludur çünkü kendi iradeleri ve analiz yetenekleri yoktur. Kendileri adına neyin, ne zaman, nasıl yapılacağını söyleyen bir dış bilince ihtiyaçları vardır. Bu kişiler doğru ve yanlışın ne olduğunu da kendilerine söylenmeden bilemezler.
Genel olarak diyebiliriz ki; onların kötü bir şey yapmalarını engellemek istiyorsanız onlara bu işin sonunda bir cezaya maruz kalacağını söylemelisiniz aksi halde karşı tarafa zarar vermeleri işten bile değildir. Aynı şekilde iyi bir şey yapmalarını istiyorsanız da onlara ödül vermek zorundasınız unutmayın. Tabi burada belirttiğim mekanizma yoluyla iyilik yapan bir canlının gerçekten iyi olmadığını zaten anlamışsınızdır. Aksine kendisi kötüdür. Ceza korkusu yüzünden kötülük yapmayan ve ödül arzusu nedeniyle iyilik yapan her canlı kötüdür, sikkodur.
Sikkolar.. (bilimsel ağzımızı bozmayalım); Homo Sikkolar, insanlığın başından itibaren Homo Sapiens sapiens tarafından kontrol altında tutulmuşlardır ve tutulmak da zorundadırlar. Nedeni ise tabi ki yukarıda bahsettiğim kötülük yapabilme potansiyelleridir. Yüzyıllar boyunca çeşitli din, düşünce ve kurallarla sapıtmasınlar diye korkutulmuşlardır ancak hiçbir önlem yeterli gelmemiştir.
Unutmayın bir sikko alkol aldıktan sonra herkes gibi özüne döner ama onun döndüğü öz, başından beri karanlık ve lanetlidir. Kadınını döver, tecavüz eder, adam öldürür. Bir sikkonun gözünün doymazlığı ancak bir kara delikle boy ölçüşebilir. Sikkoların tek başlarınayken aslında pek sesleri çıkmaz ama grup halinde olduklarında kendi aralarında çıkardıkları böğürtü onlara sesmiş gibi gelir. Amaçsız sadece şiddete güdümlenmiş bir hararetle hareket geçer, saldırırlar. Ayrıca Sikkolar kolay manipüle edilebilir oluşları nedeniyle birazcık daha fazla gelişmiş olan başka bir Sikko tarafından da rahatlıkla gaza getirilebilirler. Yapılması gereken tek şey çok yüksek sesle anlamsız bile olsa bir şeyler söylemektir. Sikkolar hedefe yönelecektir.
Sikkolar hırsızlık da yapar hırsızla işbirliği de. Aşktan da anlamazlar ama düzülmeyi de pek bir sever sikkolar.
Günümüzde ise sayıları çoktan modern insanı geçmiştir. Çünkü modern insan, bu Dünyaya bir tanecik bile çocuk getirsem acaba ona iyilik mi etmiş olurum yoksa kötülük mü sorusunu sorar.. Ona ihtiyacı olan zamanı, sevgiyi, ilgiyi ve rahatlığı verebilir miyimi sorgular.
Sikkolarsa o sırada üçüncü çocuğu çoktan yapmıştır.
Yazımın sonuna geldiğim bu noktada açık bir dille belirtmek istiyorum ki; Homo Sikkolar konusunda bakış açım oldukça karamsar. Bedbahtım. Yalnız ülkemizde değil durum heryerde vahim. Yaptığım son hesaplamalara göre, çok uzak olmayan bir gelecekte tüm Dünya toptan onların egemenliği altına giriyor.
Yani gidişat şu haliyle ortada...
Kalan günlerinizin mümkün olabildiğince Sikkolardan uzak geçmesi ve durmuş olan evrimin mucizevi bir şekilde yeniden başlaması dileklerimle.
Kendinize iyi bakın. Hoşçakalın.
Homo sapiens sikkos değerli okurlar, Homo sapiens sapiens alt koluna paralel olarak Dünya üzerinde yaşamış ve yaşamakta olan ancak evrilmesi sona ermiş insan türüdür. Bu arada herife bak sapiens’i iki kere yazmış mal diyenleriniz varsa; korkarım gerçek mal sizsiniz ayrıca cahilsiniz de. Doğrusu bu, araştırın öyle konuşun. Her neyse hemen atar gider yapmayalım ne diyorduk.
-Homo Sapiens Sikkos. Biz yazının bundan sonraki kısmında kısaca Homo Sikkos diye anacağız kendilerini. Hatta yer yer sikko da diyebiliriz çok takılmayın.
Evet Homo Sikkos... dediğim gibi gelişimi belli bir noktada durmuş insandır kendisi. İsmin etimolojisini inceleyecek olursak adın türe nasıl da cuk oturduğunu hemen görürüz zira bu türün bütün işi gücü sikkodan işler yapmaktır. Sikko’dan iş ne de ne ola ki derseniz hemen söyleyeyim; aslen hiçbir şeye kafa yormayıp, hiçbir şey üretmeyip, boşa oksijen tüketip, üremektir.
Kendilerinin ufacık da anlamsız da olsa bir hayat amaçları yoktur. Erdem, ahlak ya da vicdan konularını asla gerçekten kavrayamamışlardır. Komik olansa kendilerine sorulması durumunda tamamen ahlaklı ve erdemli olduklarını düşünmeleridir. Yani basitçe denebilir ki; sanrı dolu çok hücreli dna israflarıdır.
Türün beyin kapasitesi de oldukça düşüktür. Derinlikli düşünemezler, dolayısıyla gündelik yaşamlarını sürdürmek dışında; Ne oluyor lan bu hayatta? sorusunu sormazlar soramazlar. Ayrıca düşünsel işlevdeki düşük randıman çok bariz şekilde farkedilebilen espiriden anlamama-anlayamama durumu şeklinde kendini gösterir.
Bu türün körü körüne bir düşünce akımına dahil olmaları zorunludur çünkü kendi iradeleri ve analiz yetenekleri yoktur. Kendileri adına neyin, ne zaman, nasıl yapılacağını söyleyen bir dış bilince ihtiyaçları vardır. Bu kişiler doğru ve yanlışın ne olduğunu da kendilerine söylenmeden bilemezler.
Genel olarak diyebiliriz ki; onların kötü bir şey yapmalarını engellemek istiyorsanız onlara bu işin sonunda bir cezaya maruz kalacağını söylemelisiniz aksi halde karşı tarafa zarar vermeleri işten bile değildir. Aynı şekilde iyi bir şey yapmalarını istiyorsanız da onlara ödül vermek zorundasınız unutmayın. Tabi burada belirttiğim mekanizma yoluyla iyilik yapan bir canlının gerçekten iyi olmadığını zaten anlamışsınızdır. Aksine kendisi kötüdür. Ceza korkusu yüzünden kötülük yapmayan ve ödül arzusu nedeniyle iyilik yapan her canlı kötüdür, sikkodur.
Sikkolar.. (bilimsel ağzımızı bozmayalım); Homo Sikkolar, insanlığın başından itibaren Homo Sapiens sapiens tarafından kontrol altında tutulmuşlardır ve tutulmak da zorundadırlar. Nedeni ise tabi ki yukarıda bahsettiğim kötülük yapabilme potansiyelleridir. Yüzyıllar boyunca çeşitli din, düşünce ve kurallarla sapıtmasınlar diye korkutulmuşlardır ancak hiçbir önlem yeterli gelmemiştir.
Unutmayın bir sikko alkol aldıktan sonra herkes gibi özüne döner ama onun döndüğü öz, başından beri karanlık ve lanetlidir. Kadınını döver, tecavüz eder, adam öldürür. Bir sikkonun gözünün doymazlığı ancak bir kara delikle boy ölçüşebilir. Sikkoların tek başlarınayken aslında pek sesleri çıkmaz ama grup halinde olduklarında kendi aralarında çıkardıkları böğürtü onlara sesmiş gibi gelir. Amaçsız sadece şiddete güdümlenmiş bir hararetle hareket geçer, saldırırlar. Ayrıca Sikkolar kolay manipüle edilebilir oluşları nedeniyle birazcık daha fazla gelişmiş olan başka bir Sikko tarafından da rahatlıkla gaza getirilebilirler. Yapılması gereken tek şey çok yüksek sesle anlamsız bile olsa bir şeyler söylemektir. Sikkolar hedefe yönelecektir.
Sikkolar hırsızlık da yapar hırsızla işbirliği de. Aşktan da anlamazlar ama düzülmeyi de pek bir sever sikkolar.
Günümüzde ise sayıları çoktan modern insanı geçmiştir. Çünkü modern insan, bu Dünyaya bir tanecik bile çocuk getirsem acaba ona iyilik mi etmiş olurum yoksa kötülük mü sorusunu sorar.. Ona ihtiyacı olan zamanı, sevgiyi, ilgiyi ve rahatlığı verebilir miyimi sorgular.
Sikkolarsa o sırada üçüncü çocuğu çoktan yapmıştır.
Yazımın sonuna geldiğim bu noktada açık bir dille belirtmek istiyorum ki; Homo Sikkolar konusunda bakış açım oldukça karamsar. Bedbahtım. Yalnız ülkemizde değil durum heryerde vahim. Yaptığım son hesaplamalara göre, çok uzak olmayan bir gelecekte tüm Dünya toptan onların egemenliği altına giriyor.
Yani gidişat şu haliyle ortada...
Kalan günlerinizin mümkün olabildiğince Sikkolardan uzak geçmesi ve durmuş olan evrimin mucizevi bir şekilde yeniden başlaması dileklerimle.
Kendinize iyi bakın. Hoşçakalın.
0 yorum:
Yorum Gönder