Günaydın

9 Nisan 2012 Pazartesi 0 yorum



Açık konuşmak gerekirse yalnızlıktan,
Sonsuza dek...
En azından yaşamım boyunca...
Durmaksızın bahsedebilirim.
Ama bu her zaman yorucu olmak zorunda değil.
Fikrim o ki, benim de bir müdehale hakkım olmalı hayat üstünde.
O yüzden bu akşam güzel yanıyla anlatmak istiyorum.
Ve eğer yapamıyorsam zaten bilin ki benden hiç bir şey olmaz.
Ne de olsa kendine etki edemeyen, hiç bir şeye edemez.
...
Uzatmadan bu sabah başıma gelen olayı anlatayım size;
İlk alarm beş otuzda çalmıştı.
...
Uyandım yine yatak odam dediğim o bedbaht,
Rutubet kokulu,
Korkunç soğuk odada.
Alarmı kapatmak için güçlükle uzandım saate doğru.
Ama kolum çok üşüdü.
Ürpererek tekrar yorganın altına soktum hızlıca.
Gözlerim sımsıkı kapalı, sıcak bir yer aradım ısınmak için.
Bulamadım.
Ellerimi bacaklarımın arasına sıkıştırıp nefesimi tuttum bir süre.
Kendi kendine yetebilmek için bir kaç defa yüzümü yastığa sürüdüm.
İşe yaramadı.
Anlamıştım;
Uyanıyordum.
Yavaş yavaş o korktuğum an yine yaklaşıyordu.
Bilincimin,
Uykunun huzurlu sarayından, karanlık odaya saçılışını görebiliyordum.
O çok tanıdık...
En zor an.... tekrar geliyordu.
Biliyordum.
Kalkabilmek için bana yine bir sebep gerekiyordu.
...
Bir kaç şey geldi tabi hemen aklıma.
Maaş dedim... para falan hani..? Gezer tozar içer sıçarız...?
Hayır dedi iç ses.
Üzgünüm.
Onlar olmaz.
-Hatırla Batu.
Bunları kullandın, çoktan bitti.
Peki ya bu dedim?
Hayatımın aşkını bulurum belki bugün?
-O da malesef geçen hafta tükendi.
...
Hımmm dedim.
Gözlerim kapalı somurttum.
...
Yoktu.
Bu sefer yoktu bir sebep,
Ve olmuyordu.
Kalkamıyordum lanet yataktan.
...
Derken ikinci alarm çaldı;
Saat tam altıda.
...
Biliyorsunuz veya bilmiyorsunuz,
Ben de pek çok insan evladı gibi bir apartmanda yaşıyorum. Haliyle sağımda solumda üstümde(üst katımda diyelim) komşularım var. Açıkçası sağımda solumda olandan pek haberim yok ama üstümdeki komşumdan epey haberdarım. Tek başına yaşayan bir kız kendisi,
Güzelce bir şey.
Sanıyorum bir de sevgilisi var.
Aynı saatte çalıyor alarmlarımız. Kapılardan aynı anda çıkıyor, servislere aynı anda yürüyoruz. Garip ya da gizemli bir yan yok bunda, sonuçta aynı düzenin köleleriyiz.
Her neyse,
...
İki telefon yine aynı anda çaldı bu sabah tüm güçleriyle.
Doksan derece.
Belli ki kızın yatağı tam üstümde.
Bir an tereddüt ettim,
Kolumu yine derin karanlığın içine atmaya çekindim.
Korkuyordum tekrar üşümekten.
Ama benim yüzümden rahatsız olmasını da istemedim kızın.
Yapabilirdim.
Yapabilirdim.
Yaptım.
Susturdum alarmı.
Çok da zor olmadı aslında,
Değecek bir amaç olduktan sonra zor gelmiyor “bir şeyleri” yapmak.
...
Sonra,
...
Tek bir saniye belki geçti aklımdan,
Belki geçmedi bile emin değilim.
Acaba sevgilisi var mıydı yanında?
Umursamadım.
Aslında bir süredir aklımdaydı ama yapmamıştım.
Bağırdım.
-Günaydınnnnnn
Rezillik miydi?
Korkunç muydu?
En fazla komikti bence.
Hatta güzeldi.
Cevap hiç beklenmedik şekilde çabuk geldi.
-Sana daaaaaaaaa
Hiç tereddüt etmemişti ona bağırdığımdan.
-Kalkamıyorummmmmm diye devam ettim.
-Ben deeeee
“Yapabiliriz benceee” dedi ardından.
...
Yapabiliriz.
...
Yapabiliriz.
...
Yapabiliriz.
...
“Yapabilir miydik?”
...
Kalktım.
Yavaş ya da miskin bir halde değil. Aksine şimşek gibi doğruldum ölüm kokulu yataktan.
Yeni başka bir kadının umuduyla, hayaliyle değil.
Bu kadar basit değildi.
...
Biliyorsunuz;
Bir ödül istiyor insan.
Bunca kahrı çekmenin, çekebilmenin bir bedelini görmek istiyor.
Dediğim şey asla değil ki;
İyi bir şeyler olmalı hayatta.
Olmuyorsa, olmuyor yapacak bir şey yok.
Ama insan en azından,
Biraz samimiyet,
Biraz destek,
Biraz inanç görmek istiyor,
Bu “biz” dediğimiz yalnız varoluşta.
...
Aksi tümden anlamsız,
Hepten kayboluş.
...
Herkese gerektiğinde uzanabilecek,
Ve gerektiğinde uzatabilecek Burcu'nun ki gibi hesapsız bir el diliyorum.
...
Şimdiden hepinize günaydın.
...
Bence "yapabiliriz".

0 yorum:

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB