Hediye Alma Sorunsalı

Günaydın Perşembe insanları.
Bugün konumuz “hediye alma sorunsalı”. Bir kadın okuyucum, kardeşine, annesine ve en çok da sevgilisine hediye alma konusunda bir buhran yaşadığından bahsedip yardım istedi. Bende söz verdim yazıyorum.

Aslında durumu korkunç karmaşık hatta o denli karmaşık ki ben bile çözümlemekte zorlandım (yaa işte o kadar karışık). Şimdi mevzuyu basitleştirebildiğim kadarıyla maddeler halinde sıralıyorum.
Durum şu yönde;
1-Hatun zor beğenen bir şahıs hem alırken hem verirken(hediye, hediye gözünüz körolmasın)
2-Adamsa belli ki pek zevk sahibi bir tip değil(klasik), hediye konusunda başarı sağlayamıyor(dandik hediye alıyor).
3-Hatun da adama hediye yakıştıramıyor ve aslında hediye de almak istemiyor ancak ortada bir zorunluluk söz konusu (yani ona öyle geliyor) olduğu için alıyor.
4-Adam hatuna uyduruk hediye aldığı için hatun kişi de adama çakma hediye almak istiyor, ancak bu sefer de zevksiz biri olmadığı için alamıyor, gidip yine kaliteli bir şeylerler alıyor( Görüldüğü gibi bu günkü konumuz havuz problemi gibi).
5-Elalemin derdi bizi neden bu kadar geriyor?
(Değil değil elalemin derdi değil sakin olun, pek çok çiftin ortak problemi bu hediye sorunu.) Gerçi daha önce yazmıştım bu hediye almak, vermek, istemek gibi fiiler biz erkekler için çok mühim konular değil.
Peki eğer durumu anladıysanız artık açıklamalar ve çözüm kısmına geçelim.
Şimdiii bakın ortada kaotik bir durum var.
Sonuçta durum şöyle görünüyor olabilir:
Kız iyi hediyeler alıyor.
Oğlan kötü hediyeler.
Ancak;
Sonuç kısmı olayın özü değil. Olayın özü kız neden iyi, oğlan kötü şeyler alıyor sorusunun cevabı. Çünkü psikolojik kombinasyonları yeterince anlayamazsak ilüzyon ve taraflı cevaplar bulmaya yönelir zihnimiz. Neyse ki saatlerimizi harcayacağımız bir konu değil. Hemen olasılıkları açıklıyorum.
Önce şunu söylemeliyim ki bu durumun modern psikolojideki adı “Tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan” paradoksudur. Hangi kombinasyonun bir diğerini doğurduğunu burada yazmama imkan yok çünkü bu iki insanı görmedim(görsem hemen anlarım).
Yukarıdaki problemde her iki taraf için şu dört ruh hali ve sonuca ulaşan eylem dışında seçenek yoktur.
1-Oğlan kıza güzel hediye almak istiyor ama başaramıyor çünkü mal.(ırsi olabilir ailesine bakmak gerek)
2-Kız erkeğe güzel bir hediye almak istiyor ancak adam kötü hediyeler aldığı için güzel hediyeler almaktan “fikren” vazgeçiyor.(hiç önemli değil, kadınlar ne düşünür ne yapar
3-Oğlan kıza güzel hediye almak istemiyor(kıza yakıştıramıyor) ve almıyor (çünkü hediye erkek için egosal bir sorun değildir).
4-Kız erkeğe güzel hediye almak istemiyor(erkeğe yakıştıramıyor) ama alıyor (çünkü hediyeyi aslında adama almıyor kendi egosuna alıyor- evet hediye kadınlar için egosal bir durum).
Not: Eğer üç vakte kadar deli olmak istemiyorsanız bu yaptığım çözümlemeyi aklınızın takıldığı her sorun için yapmayın.
Şimdi olasılıkları bir kenara bırakırsak kesin olarak bildiğimiz iki şey var.
1-Erkeğin buradaki tutumu özünü yansıtıyor. Yani o sefile bir şey demiyorum, kim bilir ne süpriz yapmak istedi de beceremedi zavallı . Evet beceriksiz ona şüphe yok ama en azından kendi olmayı başarmış bir şahıs, hediye yüzünden kendiyle bir iç savaş yaşamıyor.
2-Kadınsa burada (yine psikolojik bir terim kullanacağım kusura bakmayın)gördüğünüz üzere “İki uçlu çoklu değnek” sendromunu yaşıyor.
Kendisine yakışmayan bir hediye aldığı için pek tabi aynı şekilde karşılık verebilir ve kötü bir hediye alabilir ama bu sefer de kendisine olan saygısı onu suçlu hissettirecektir.
Ya da belki hediye almayı bile istemiyor ama alıyor.
Bu arada erkeğin kendine saygısı yoktur demiyorum olayı doğru anlayın, dediğim şey şu; erkeğin kendine saygısı hediye sorununa bağışıklık kazanmıştır, rutubetten nem kapmaz.
Görüldüğü üzere olayı tüm detaylarıyla masaya döktük.
Peki şimdi size soruyorum;
Değer miydi?
Hediye sorunsalıyla sizi bu denli boğmama değer miydi?
Hayır tabiki hayır, kendinizi bu konuyla bu denli boğmanıza da değmez.
Sevgili homo sapiens sapiens uygarlığı(hayır yanlışlıkla iki kere yazmadım, varlığınızın farkında olduğunuzu varsayarak trinominal alt türünüzü de yazmayı uygun gördüm)
Çok büyük rica ediyorum şu dört yüce gerçeği aklınızdan çıkarmayın (budizmin dört yüce gerçeğinden biraz farklı)
1-Üç günlük “ömrünüz” var.(sizin, benim değil ben sonsuza kadar yaşayacağım)
2-Hediye olayı başlı başına bir sektördür, para tuzağıdır sizin duruma bu denli obsesif(takıntılı) yaklaşmanızsa bu sektör sahiplerinin beyninizi bu güne dek durmaksızın yıkamış olmasından kaynaklanmaktadır. (En başta “Pretty Woman-özel bir kadın” filmini şuçlu gösteriyorum)
3- Yüzyıllar süren ömrümde hediye almadığı için erkek tarafından suçlanan bir tanecik kadın görmedim. Evet gerçekten kadın hediye almadığı için biten ilişki henüz yaşanmamıştır. (ancak tersi durum çok ça yaşanmaktadır) Yani içinizden gelmiyorsa, istermiyorsanız almayın o adama hediye mediye.
4-Güzel hediye alabiliyor oluşunuz evet sizi becerikli biri yapabilir ama iyi bir sevgili yapamaz. Erkekler pek çok kişi için basit canlılar olarak görülse de unutmayın ki hediyelerle kandırılabilen cins erkek değil kadındır.
Yukarıda dört yüce gerçeği okudunuz şimdi benim yüce gerçeğimi öğrenme zamanınız geldi.
“İsteksiz yapılan sevişme eyleminden, burunsuz çocuk doğar”
Yani rahat olun sayın okurlar.
Kendiniz olmaktan başka bir amacınız yok. Sizi seven hediyesiz de sever.
Gelin siz beni dinleyip keyfinize bakın, hayatta bu kadar yorucu olmasın.
Ya da son tavsiyem gidip bir kedi hediye edin, ki onun hatrı bir ömürlük olacaktır.
Kendinize iyi bakın görüşmek üzere.