Fırsat Kuponları ve Erkek Psikolojik Sağlığı

22 Temmuz 2011 Cuma 6 yorum

Selamlar sevgili okurlar. Öncelikle her birinizi teker teker kutlamak ve tebrik etmek istiyorum. Neden mi? Çünkü inat ettiniz. Neden mi? Çünkü vazgeçmediniz. Neden mi? Çünkü yılmadınız ve Cuma gününü yine getirdiniz. Helal olsun her birinize koçlarım benim. Hem bu akşam, hem Cumartesi için planlar sanıyorum çoktan yapılmıştır. Harika, evet bu da harika. Tamam haftasonu için hazır gibi görünüyorsunuz. Yaşasın iki gün yiyicez içicez(yiyeceğiz içeceğiz) eğlenmekten gebericez(gebereceğiz) kendimizden geçicez.(geçeceğiz)
Ancak aklımda şöyle bir soru da yok değil; şu yukarıda bahsettiğimiz çılgın planların içinde kuponla aldığınız bir etkinlik yok değil mi? Hani şu “fırsat kuponlarından” bahsediyorum, kazancınızın tamı tamına yüzde ikiyüz olduğu cinsten. Bir de ilanlara şöyle yazarlar genelde: 72 çeşit Meze, 12 çeşit ara sıcak, 5 leziz ana yemek, anne şefkati, yerli içecek, ateşli seks ve tatlıdan oluşan zengin menü sadece ve sadece 89 “TLcük”.
Lütfen yok olmasın. Lütfen kupon almadık deyin, hepsini eski usul ederi neyse parayı bastık ayarladık deyin. Yoksa adamınız için çok zor bir haftasonu olacak demektir şimdiden söyleyeyim. Adamınız için diyorum çünkü genelde bu kuponları bayanlar alıyor.(Fırsatçılar siziii...-siz yok musunuz siz) Evet bugünün konusu “Fırsat Kuponları ve Erkek Psikolojik Sağlığı”.
Daha önce “Erkeğin Yol Sorma Psikozu” başlıklı yazımda bahsetmiştim, siz bayanlar hayatı biz erkekler için kolay sanıyorsunuz ancak hiç de öyle değil. Bu dünyanın bir “adamistan” olması sandığınız gibi işlerimizi kolaylaştırmıyor. Aksine her konuda bir güç savaşı içinde hissetmemiz bizi fazlasıyla yoruyor. Ve bir de şu “gurur meselesi” var tabi. Ah o öyle gururdur ki, bizim vücut ağırlığımızdan bile fazladır ağırlığı.
Bazen düşünüyorum ben gururlu biri miyim? Yoksa gurur mu benli bir duygu? Hangimiz daha baskın tam bilemiyorum.
Neyse önce size bir kupon maceramı anlatmak istiyorum;
Bir keresinde çok iyi hatırlıyorum yine “fırsat fırsat” deyip hatun almış bir kupon; iyi dedim napalım para yanmasın diye gittik oturduk restorana. Neyse zor zanaat verdik siparişi, zor diyorum çünkü ne istesek garson olmaz diyor.
Bu kısım zaten bir kabus;
Et yiyelim diyoruz, garson et olmaz davık(meğer tavuğu böyle telafuz ediyormuş) yiyin diyor,
O an biri sanki anneme sövüyor.
Bira içelim diyoruz, garson bira fırsata dahil değil diyor,sanki biri ciğerimi dağlıyor.
Tatlı olarak künefe alalım diyoruz, garson yok olmaz şekerli su vereceğiz diyor, bana binbir türlü haller oluyor.
Sonunda “Al ulen” dedim cebimden 20 adet 200TL’lik bankonotu çıkararak. Şarap getir, et getir bana hancı...diye bağırarak garsonun yüzüne fırlattım paraları(ah keşke gerçekten yapabilmiş olsaydım). Yapamadım tabi o kadar para yoktu üstümde.
Herneyse tavuk şişle, kolayı sipariş ettik.
Kendimi zaten berbat hissediyorum. Bir de baktım ki milletin masasında şarap da var rakı da(her ikisi de varsa asla fırsatçı olamazlar). Bense kola içiyorum, hem de light(zero kalmamış ellerinde).
Bana bir koydu ki bu durum sormayın gitsin. Önce bir bulantı dalgası, baş dönmesi, derken gırtlak kuruluğuna müteakkip dağ gibi ben yığıldım masaya.
Sağdan soldan hemen garsonlar geldi tamam beyefendi sakin olun, anlıyoruz içinde bulunduğunuz zor durumu ama rahat olmaya çalışın diyerek telkin etmeye çalıştılar beni.
Adamlar böyle deyince ben daha beter oldum.
O sıra söylemeye gerek yok psikoloji zaten dibe vurmuş durumda o yüzden gerçekliğinden tam emin değilim ama yan masanın şöyle dediğini hatırlıyorum:
-Hahaha! Bak hayatım bunlar fırsatçı, çekirdek atalım mı belki acıkmışlardır.
Daha fazla dayanamadım ve ağlamaya başladım. Sonunda baş garson geldi, beyefendi dedi bu kadar kasmanıza gerek yok. Tamam biz garsonuz ama haftasonu aynı sefaleti biz de çekiyoruz. Bizim de karımız-sevgilimiz bizi fırsat restoranlarına götürüyor. Yani şuanda çevrenizdeki insanlar öyle görünmese de aslında hepimiz bu ezikliği yaşıyoruz dedi(Sağolsun bakış açısı geniş bir adammış).
Bu sözler beni bir nebze olsun rahatlattı ve toparlanmama yardım etti. Yaşlı gözlerimi peçeteye silmek istedim ama yapamadım, çünkü masada peçete yoktu. Meğer fırsatçı masalarına alıp eve götürdükleri için peçete koymuyorlarmış.
Neyse utanç içinde çıkıp uzaklaştık ordan, sonra parası neyse verdik aldık güzel simidimizi ayranımızı yedik içtik doyasıya.
Ama o günden sonra konuya karşı büyük hassasiyet geliştirdim. Hiç bir erkeğin benim düştüğüm duruma düşmesini istemiyorum ama alan talihsizleri de görüyorum(Eş durumundan almış sayılanları kastediyorum).
Gelin önce size fırsat kuponları neden sevmediğimiz bir anlatalım:
1-Bu kuponlar bedava değiller ama müesseseler alanlara bedavacı muamelesi yapıyor.
2-Unutmayın biz erkekler bir kavramın bizim için ne anlama geldiğinden ziyade çevre için ne anlama geldiğini düşünür ve buna göre aksiyon alırız(hareket ederiz). Yani biz, bu fırsat kuponları durumlarında kendimizi bedavacı olarak görüyoruz. Aslında tabiki herkes gibi biz de bedavayı seviyoruz, ancak erkek oluşumuz kendi ayaklarımız üzerinde ve vakur durmamızı söylüyor(bu ego beni yoruyor). Dolayısıyla kupon yani “bedava” kavramı bizim için uygulanamaz bir kavram halini alıyor.
3-İlan sırasından verdikleri sözleri tutmuyorlar, yeterince açıklayıcı değiller ve hatta yalancılar.
4- Bize biri(özellikle başka bir erkek) yok onu içemezsin bunu yiyemezsin dediğinde hiç abartmadan söylüyorum, kendisini kesesimiz geliyor. Unutmayın biz hammaddesi gurur olan organizmalarız.
5- Yediğimizden içtiğimizden zaten zevk almıyoruz. Sanki parasız kaldık da mutfağın arkasında artan yemekleri bize veriyorlarmış gibi geliyor.
6- Şikayet de edemiyoruz, zira dediğim bizi bedavacı olarak gördüklerini düşünüyoruz.
Şimdi de bu zor durumlar için erkeklere birkaç nacizane tavsiye:
1-Yemeğe gitmeden önce sakinleştirici alın.
2-Yemeğe gitmeden önce yemek yiyin.
3-Sipariş esnasında fikrinizi ve istedikleriniz “ASSLA” dile getirmeyin, işi hatuna bırakın o yüksek ihtimalle fırsat paketi dahilinde yenebilecekleri zaten biliyordur.
4-Yemek boyunca konuşmayın. Yok yemeği beğendin mi hayatım? Yok başka birşey ister misin tatlım gibi cümleler gayri ihtiyari ağzınızdan kaçabilir. O yüzden konuşmak şöyle dursun, başınızı dahi masadan kaldırmayın.
5-Unutmayın en büyük acılar dahi geçer. Biraz daha dayanın.
Ve bayanlar işte hayatınız boyunca unutmamanız gereken bir başka gerçek daha;
2011 yılı baharında MIT’de yapılan(Masaçüset İnstitü of Teknoloşi) yapılan araştırmalar göstermiştir ki; normal bir erkeğin sadece bir adet yaşanmış kupon gerginliğini dahi üzerinden atması 3 hafta sürmektedir. Ard arda tekrarlanan 6 kuponlu etkinlikse erkek psikolojisi için geri dönüşümsüz hasar riski taşımaktadır.
Son sözüm şudur ki;
İyi bir kadın erkeğini kuponlu aksiyona götürmez. Evdeki kediyi susuz bırakmaz.
Herkese muhteşem bir haftasonu diliyorum.


(Not:Yazının ortasındaki resmi, fırsat sanıp tıklayan insan sayısını size ayrıca açıklarım)

6 yorum:

  • king konshantin dedi ki...

    kadın milleti bedavayı sever....ölü soymaya bayılır..son zamanlarda evlilik yıldönümümüz için bir KUPON alalım suadaya balık yemeye gidelim dedi..

    ben de dedim ki

    1-KUPONA GICIK OLUYORUM
    2-balık sevmem
    3-Özel bir günümüzde bedavacı / pisfakir muamalesi görmek istemem veririm parasını ne istiyorsam yapar kendimi zenci/2.sınıf vatandaş gibi ucuz hissetem ( bu arada allahın asgari ücretle geçinen amelesi kendisinden 10 kat fazla para kazanan adam kuponla geldiği zaman yüzüne bakmıyor)

    4-KUPONA gıcık oluyorum

    5-Bu kadar konusma sonrası ne oldu tahmin edin ? Antalyadan gelen kızkardeşiyle butun fırsat sitelerini gezmeye devam ettiler.

    yani duvara konustum ya da ben betonum...

    bana karacaahmette deniz manzaralı 3 oda bır salon mezar fırsatı ayarlayabilir misin ?

  • Unknown dedi ki...

    bir bayan olarak beni uyardığınız iyi oldu. ne yalan söyliiim çekici de geliyo uzaktan. ara ara bakıyodum ama hiç almadım. hiç başlamadan bırakiiim o zaman bu olayı ben de gocam da arkadaşlarına dertlenmesin böle böle hanımın oyuncağı olduk diye.. ;p

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB