Selamlar, bugün bu ikinci yazım yani olağan bir durum değil. Ancak gündem de olağan değil, peki neden çünkü Ali ile Ayşe evlendi.
Bittik yani, dünyanın sonu geldi. Bu, yeryüzünde, insanlık tarihinde ve belki hatta insanlık tarihinden de önce yaşanmış en erdemsiz ilişki de ondan. Gazetelere, internet sitelerine bakıyorum maşallah her zamanki performansımızdayız. Dizi dizi inciyiz bok atmada birinciyiz. Değilsiniz işte birinci olan benim şimdi beni dinleyin.
Konumuz malum: Ayşe Özyılmazel ve Ali Taran aşkı, evliliği.
Bu yazı, bu evliliği eleştiren herkese hitaben yazılmıştır, orta yol bulmaya çalışan uzlaşmacı bir yazı olmayacaktır o yüzden herkes okumasa çok daha iyi olur.
Aslında bu sabaha kadar konuyla ilgili pek bir şey düşünmüyordum ancak artan insan sıkıntısı ve eleştirisi beni haddinen fazla germeye başladı. Bende oturdum düşündüm. Tam olarak neyin sıkınıtısı içindeydi bu kadar insan?
Bu kadar eleştiri kanser hastası eski eşi yüzünden miydi gerçekten? Bence değil ama hadi öyleymiş gibi başlayalım.
Aliyle Ayşe’den ne istiyorsunuz?
Şu an sizi duyabiliyorum
-Ay ben ne istiycem ne yaparlarsa yapsınlar diyenleriniz var ama hala bu konuyu konuşuyorlar.
Eğer gerçekten böyle düşünüyorsanız böyle davranın , karışmayın. Kaldı ki siz zaten hiç birşeye karışamazsınız yapabildiğiniz tek şey başkasını eleştirerek kendi varlığınızı aklamaya çalışmaktır. Ben onlardan yanayım. Ali Taran’ın nasıl biri olduğunu bilmiyorum Ayşe Özyılmazelin’de öyle. Tek bildiğim şey varsa, o da iki insan birlikte olmak istiyorsa evrenin geri kalanına bok yemek düşer. Yok adam ona cip almış, yok kanser hastası kadın bırakılır mıymış? Yok arada bilmem kaç yüz yaş farkı varmış. SİZE NE? Bir defolup gidin insanların hayatından rica ediyorum.
Siz kimsiniz ki kendi aralarında karar vermiş iki insanı yargılamaya kalkıyorsunuz? Nasıl davranmalarını isterdiniz gerçekten? Sırf erdemli olmak için istemedikleri bir hayatı mı yaşamalıydılar? Sırf eski eş hasta diye sevmediği o kadının yanında mı kalmalıydı adam? O zaman mı erdemli olunuyor? Birini sevmesen de yanında olduğunda mı şövalye olunuyor. Şövalyeliğin yiğitiliğin özü bu mu? yalan mı?
-Ama eski eşi kanser...
-Eeee yani bunun dışında başka derinliği yok mu bu hayatın?
Yok tabi ben de soruyorum... ölümü tek gerçek sayan topluluktan ne beklersin ki başka?
Herkes bir gün ölecek, ama geriye bakıp kaç gün gerçekten yaşadığınızı bakalım kaçınız sayabilecek.
Hiç saçma sapan uzatmıyorum konuyu, Siz en iyisi devam edin...
İnsanlar sevişirken ;
Kıskanmaya,
(Adamdan kadından bahsetmiyorum, duygularını istedikleri gibi yaşayanları kıskanın, zaten başka da bir şey yapabilecek cesaretiniz yok)
Üzülmeye,
(Kanser hastası olan kadına değil, kendinize üzülün çünkü asıl kanser olan sizsiniz, haddinden fazla büyümüş yargılarınızla siz)
Ve yaşamaya devam edin,
(O zihniniz dışında hiç varolmamış masal dünyasında, oradan herkese sövmekte kolaydır yermekte. Zor olansa sizin gibi öfkeli çoğunluğa rağmen yine de hayatta kalmak.)
Haydi görüşürüz.
Kedi medi yok size.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
Kedi medi yok size :)
Biraz ağır bir ceza olmamış mı?
Evet sanırım biraz fazla sert olmuş :)
sanırım bu kadar tepki almasının sebebi genç bir kadının para karşılığı bedenini satması olayı ve buna evlilik denmesi ki bir çok gün tv de olan da bu satış programları (izdivaç vs). Gecelik satanı toplumdan dışlarken, ömürlük satanı baş tacı etmek saçma olurdu...
evliliklerin paravanlaştırılmasına karşıyımmmmm
Yorum Gönder