Aşk Mevzuu

Selamlar, iş güç malum kabus gibi yazmaya zaman ayıramıyorum bu sıralar kusura bakmayın. Neyse girişi çok uzatmadan hemen konuya geçiyorum. Son günlerde sürekli aynı konu üstüne yazmamı isteyen arkadaşlara cevaben bu günün konusunu Aşk olarak belirledim.

Peki pek çok kişi için aşk neden bu kadar sıkıntılı, karmaşık görünüyor? Aslında karmaşık falan değil inanın. Hatta bırakın karışık karmaşık olma durumunu hakkında üç paragraf yazılacak bir konu bile değil ama görev bilinci yazıyorum işte. Tarihteki en büyük klişenin sadece ve sadece hormonal düzensizlik ve ego rahatsızlıkları yüzünden roket bilimine dönüşmüş olması beni ciddi ciddi üzüyor(cidden üzülüyorum). Herşey ve herşey aslında iki ana soru ve bunların içinde gelişen kombinasyonlar yüzünden insanları şaşırtıyor.
Bakın çok süper basit şekilde anlatayım.
Bir Ali birde Ayşe olsun. Ali Ayşeyi gördü beğendi( fiziksel) Burda parantez içinde fiziksel yazdım ama bunun birde duygusalı var sanmayın öyle birşey yok, girizgah tamamen fizikseldir. Fiziksel diyorsam Ayşe de afeti devran değil hatta büyük ihtimalle çirkindir de ama insan oğlu bu türlü türlü manyaklarız kimi beğeneceğimiz belli olmuyor. Bu arada erkekler hangi kadınları sever beğenir konusu inanın bu konudan çok daha karmaşıktır dibinizin düşme tehlikesi söz konusu olduğu için bu konuya başka bir yazıda değinmeyi uygun görüyorum. Herşeyi bir anda yüklemeyelim ki sürmenaj olmayın di mi? Evet toparlanın konuya geri dönüyoruz.
Ali Ayşeyi gördü ve öpmek istedi, hayvanlık yapıp atlamak istedi demiyorum çünkü o kadar hayvan değil Ali. Şimdi iki soru evet sadece iki soru aralarında aşk doğup doğmayacağı sorusunu cevaplandırmaya yeter. Bir! olay imkansız mı? zor mu? kasar mı? yorar mı? Çaktırmayın bunların hepsi bir soru aslında.
Mesela Ayşe’yi zaten öpen biri var mı? Tam terside olabilir Ayşe Ali’yi öpmek istiyor olsun ama peki Ali’nin öpeni var mı? Yada başka imkansız bir durum örneği: Ali’nin tipi götüme mi benziyor? Yani Ayşe mümkünü yok vermezse Ali’ye alt dudağını durumu.
Bu iki durumu örnek olarak verdim bunlara bağlı kalmayın lütfen ufkunuzu açık tutun. Arada mesafe olması, sınıf farklılıkları, yaş farkı, hastalık, taraflardan birinin güvenilmez elde edilemez bir tip oluşu(tıpta motor sendromu diye geçer) gibi engeller ve zorluklar aşkı yoktan var eder, yok aşk zaten varsa onu da körükler. Bir engel bir kısıtlama varsa aşk kaçınılmazdır. Şaşmaz, durdurulamaz, engelenemezdir.
Peki ikinci soru? Mekanda birlik var mı? Bakın yukarıya kadar aslında tek tarafı aşık ettik şimdi diğer tarafı halledicez. İkinci önemli nokta bu “mekan!” Ali ve Ayşe aynı ortamlarda mı? Öyleyse işimiz çok daha kolay tabi taraflardan birinin feci çirkin olması durumunu bu örnekte yok sayarsak.
Eğer Ayşe yada Ali standart güzellikte iki insan evladıysa bir süre sonra diğerine standartın üstünde görünmeye başlar. Alla alla bu başta böyle güzel miydi gibi sorulara sıklıkla rastlamışımdır. Bu durumun bilimdeki açıklaması “yakınsal pratiklik fenomenidir”. İnanmayanlar denesin görsün, burda yazdığımız herşey bilimsel. Gönül pratik ve lokasyon olarak yakın olana kayma eğilimindedir. Bu yakınsal ortamda söylenen her güzel söz 2.4 her güzel hareket ise 3.1 kat fazla etki eder. Yani ortam avantajı eninde sonunda karşı tarafın ilgisini çekip hatun yada adam kişiyi aşık edecektir.
Bitti gitti işte bu kadar tamam dağılın. Ali Ayşe aşık oldu bizde yazımızın sonuna geldik . İnanın bitti, biliyorum daha uzun birşeyler olmalı diyorsunuz ama yok!
Bazılarınız hadi be bu mudur diyor olabilir bunu söyleyenleri hayal gücü ve kurgu yetenekleri zayıf kişiler olarak yeriyorum. Çok istiyorlarsa yukarıdaki hikayeyi John ve Emma arasında geçirip işin içine romantik cümleler biraz cinsellik, birazda ihanet eklesinler ama özü değişmeyecektir. Sonunda da taraflardan birini öldürün tamam işte oldu size içinden çıkılmaz aşk hikayesi. İzler izler nefesiniz kesilir artık.
Ey halkım bakınız lütfen böyle aşk meşk gibi dangoz işlere kafa yormayınız. Unutmayın aşk karanlık taraftan çıkmadır. Tercih edilmenin ve ele geçirmenin verdiği hazdan ötesini barındırmaz. Kutsal bir yanı yoktur. Kedinizi kucağınıza aldığınızda hissettiğiniz o eşsiz huzuru size asla veremez.