Körlük

6 Nisan 2016 Çarşamba 1 yorum




Sporda selamlaştığım, hal hatır sorduğum bir Ercan Abi var. Arada antremanla ilgili küçük sohbetlerimiz de oluyor. Gayet kibar kültürlü biri. Yüzyüze konuşuyoruz dakikalarca.
Bazen dışarıda da görüyorum.
Geçen gün yine gördüm. İleriden bana doğru geliyordu. Selamlaşmak için hazırlandım. Gözgöze geldik. Başını çevirdi. Allah allah dedim tanımadı heralde.
Derken 1, 2, 3, 5, 10. Tekrar tekrar başıma gelmeye başladı.
Hep aynı kişi de değil. Farklı farklı. Kadın erkek. Yok o hareket, yok doğru beslenme. Konuşuyoruz o kadar. Samimi sayılırız. Dışarıda görüyorum. Aynı şekilde. Defolup geçiyorlar yanımdan.
Birgün yine spora gidiyordum. Baktım ileride bir karışıklık var. Serserinin teki bir kızı rahatsız ediyor. Hızlandım. Yaklaştım. Bizim salondaki hocalardan biri çıktı kız. Hatun işe gitmeye çalışıyor adam yolunu kesmiş. Yanlarına gidince bir şey yapmaya gerek kalmadı. Uzaklaştı it herif.
İyi misin dedim? İyiyim dedi teşekkür ederim. -Rica ederim. Siz de mi bizim salona gidiyorsunuz dedi. Evet dedim.
Oysa daha önce çok kez karşılaşmıştık salonda. Güldüm içimden yine. Dedim heralde ben aslında salon hayaletiyim.
Sonra salon dışında da olmaya başladı. İşte de yaşamaya başladım bu “tanınamama” durumunu. Sabahları motosikleti -4. kata park edip, giriş kartımı okutmak için asansörle zemin kata çıkıyorum. Bazen benim gibi arabasını parketmiş başka çalışanlar da oluyor asansörde. Geçen sabah Aysel Hanım vardı. Günaydın dedim gülümseyerek. Çıt yok. Gözlerine baktım. Zorla başını salladı. Giriş katına gelince iyi günler dedim daha yüksek sesle. Cevap aynı. Sessizlik. Aynadan yüzüne baktım. Acaba dedim niye böyle yapıyor. Yüzünde anlamlandırmaya çalışan bir ifade vardı. Kim ki bu bana günaydın diyor der gibi bakıyordu. Vay be dedim dün toplantı yaptığımız kadın sabah günaydınımıza cevap vermiyor.
Sadece işle sporla sınırlı da kalmadı durum. Bakkalda bile aynı şeyi yaşamaya başladım.
Haftasonu iyidir abi senden naber diyen gevşek bakkal baktım haftaiçi uğradığımda nasılsınız beyfendi diye hitap etmeye başladı.
Bir iki kere olsa tamam ama her yerde aynı şeyi yaşamaya başlayınca insan işkillenmeye başlıyor. Sonunda çözüme ulaştırmaya karar verdim durumu.
Önce salondaki Ercan Abiyle konuştum. Ben dedim sizi geçen gün şurada gördüm o siz miydiniz?
Evet dedi ben oradaydım o gün. Aaaa dedi yoksa sen o montlu adam mıydın? Evet dedim. Ben de bu adam bana neden bakıyor diye düşünmüştüm dedi. Burada böyle şort atlet alışmışız. Hiç tanıyamadım kusura bakma.
-Tanıyamamış adam. Neden acaba?
Aysel Hanım’a da yemekhane sırasında laf soktum. Dedim buralarda merhaba diyorsunuz ama sabahları selamınınzı alamıyoruz hanımefendi. Anlamadı başta.
Sabah diyorum sabah. Motoru park etmiş yukarı çıkıyordum yüzüme bakmadınız.
Aaaa dedi yoksa sen o motosiklet kıyafetli çocuk muydun? Evet dedim. Burada böyle gömlek kravat alışmışız. Hiç tanıyamadım kusura bakma.
-Tanıyamamış kadın. Neden acaba?
Akşam iş çıkışı birkaç bira almak için bakkala girdim. Buyrun beyfendi dedi. Oğlum çıldırtma beni dedim. Şaşırdı çocuk. -Haftasonu abi diyorsun haftaiçi efendiye bağlıyorsun. Manyak mısın tanıyamıyor musun beni?
Aaaa dedi abi sen hep eşofman tişört geliyorsun ya böyle takım içinde tanıyamadım valla. Kusura bakma.
-Tanıyamamış bakkal da. Neden acaba?
Hiçbirinin yüzüne karşı söylemedim ama anladım sonunda neden tanımadıklarını beni.
Çünkü bana bakmıyorlar. Onların zihninde bir imajla bir fikirle bağdaşmış durumdayım. Beni tanıyabilmek için onu görmeye ihtiyaçları var.
Ercan Abi ve salondaki eğitmen kız için ben salondaki kaslı adamım. Vücudumu görmediklerinde tanıyamıyorlar beni.
Aysel Hanım içinse saçı jöleli takım elbiseli bir banka çalışanıyım. Hepsi o kadar. Bir kurye olduğumu düşünüyor beni motosiklet kıyafetiyle gördüğünde.
Bakkalsa beni köşedeki evde oturan bir öğrenci sanıyor. Takım elbiseyle çıkınca karşısına başka biri olduğumu zannediyor. Bu anlattıklarımda abarttığım tek nokta dahi yok biliyor musunuz? Hatta anlatmadıklarım bile var. Tanımıyorlar gerçekten beni.
Clark Kentin gözlüğü takınca nasıl kamufle olduğunu şimdi gerçekten anlıyorum. Eskiden saçma gelirdi. Artık hiç gelmiyor.
Tanımıyorlar. Tanıyamıyorlar çünkü göremiyorlar aslında. Zihinlerindeki resmi arıyor sadece gözleri.
İnsanlar, hakkınızda belirledikleri imajı görebiliyorlar sadece. Ötesini değil.
Grotesk bir körlük bu. Komik. Komik olduğu kadar da korkunç.
Maske değil, gözlük değil yüzümdeki. Aynı ifadeyle bakıyorum insanların gözlerine. Aynı sesle merhaba diyorum.
Yine de herkes, beni bir başkası sanıyor.

1 yorum:

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB