Yurtdışında Yaşama Hevesi

15 Temmuz 2011 Cuma 2 yorum

Selam herkese. Benim için yine zor bir gece oldu umarım sizin için öyle olmamıştır. Lafı hiç uzatmadan konuya giriyorum. Bugün konumuz: “Yurtdışında yaşam”.
Son zamanlarda bakıyorum herkes bir yurtdışı yaşamı konusunda aş eriyor. Aslında bazı bazı bende de oluyor bu hissiyat .
Nasıl olmasın ki sonuçta oradaki herşey güzel.
Mesela bir film izliyorum adam bir sokak çalgıcısı, yolda öttürüyor çalgısını güzel güzel millet beş kuruş atmadan geçip gidiyor önünden ama bu bile güzel. Sonuçta orası Paris, Dublin, Newyork ya da herneyse işte... çok güzel bir şehir anlayacağınız. (Paraya kimin ihtiyacı var ki zaten) Duyuyorum oranın köpeği bile bir başka keyifle havlıyor...
Orada insanlar asla mutsuz değil , her zaman aşıklar, her zaman tutkulu...
Örneğin Paris’te insanlar sürekli Cafelerde yiyor içiyor, hergün Eiffel kulesinden güneşin batışını izliyor...
Dublin, Londra hep yağmurlu ama olsun şu düzene şu güzelliğe bakın bir kere...
Amerika da her baba her Pazar oğlunun beyzbol maçını izliyor. Her yılbaşı ağaçlar süsleniyor, hindiler kesiliyor. İnsanların başına sürekli iyi ve komik şeyler geliyor. Herkesin en iyi dostu hemen yanındaki kendininki gibi kocaman bir evde oturuyor. Kimse hastalanmıyor, hastalansa bile en iyi doktorlar onları hemen iyileştiriyor. Babalar ne iş yaparsa yapsın mutlu, anneler kek ve muffin yaparak hayattan beklentilerini fazlasıyla karşılıyor.
Ya da bunların hepsini geçin;
İşinizde çok yoruluyorsunuz, maaşınız da çok az, hatta eviniz de küçük ve kötü. Sakın üzülmeyin ve unutmayın ne olursa olsun bir gün metroyla eve dönerken yeryüzü üzerindeki en saf ve güzel kadınla tanışacaksınız. Hayat standartlarınızın onun gözünde hiç bir önemi yok merak etmeyin, sizi koşulsuz hayat boyu sevecek, üç sağlıklı çocuğunuz olacak ve her biri sanatçı bilim adamı ve siyasetçi olacak. Tek yapmanız gereken şey doğru metroyu beklemek.
O yüzden hadi satıp Ferrarilerimizi gidelim, hadi satıp oralara yerleşelim.
Yaşın ne önemi var? 30 olmuşsun 40 olmuşsun hiç sorun değil çünkü orası cennet orada hiç bir şey için geç kalmış olmayacağız! Herkes kucaklarını açmış bizim gelişimizi bekliyor, inanın bana hemen yükselip kendi işimizi kuracağız, kendi evimize köpeğimize sahip olacağız ve sonunda... Allahıma şükürler olsun ki sonunda... O özlemini çektiğimiz muhteşem hayatı yaşayabileceğiz. Başta pompacı da oluruz garson da orospu da sorun değil çünkü orada insanlarla değil meleklerle yaşayacağız. Çünkü orada ödenmesi gereken faturalar yok, kira yok, yalnızlık yok. Unutmayın oraya giden dönmüyor, ölmüyor ve hiç bir zaman üzülmüyor.
............
Bu sanrılı ruh hali için ilk turda sinemayı(bunlara gıpta ederek büyüdük) ikinci etapta içinizdeki yerli yersiz yeşeren irrasyonel umudu suçluyorum. Biliyorum hepimizin içinde bir tane var sırf bizi ayakta tutmak için her yalana inanmamız konusunda bizi ikna ediyor.
Bu arada beni yanlış anlamayın, yurtdışı bombok gitmeyin burda kalın sürünün demiyorum dediğim tek şey şu; bu kadar körü körüne umudetmeyin, her hayat zordur.
En nihayetinde gitmeyi planladığınız yer yine yeryüzü üzerindeki bir başka sömürü medeniyeti muhattabınız yine lanetli insan ırkı.
Sözlerim pek tabi burayı bırakıp Nepale, Tibete yerleşeceğim kedilerle yaşayacağım diyenlere değil. Onlar düşünmeden gitsinler sonra lütfen beni de çağırsınlar.
Son söz olarak iki şey söylemeyi uygun görüyorum;
1- Herkesin hayatı aslında bir başkasının hayalidir.
2-Davulun sesi insana uzaktan hoş gelir.

İyi haftasonları diliyorum herkese.

2 yorum:

  • Daren Salomon dedi ki...

    buna ilgili de yazı bekliyoruz, yazlık ve popüler yerlere baskın da olabilir

    Lumpen ordusu ilk hedefiniz bu yıl da Adalar!
    Kınalı, Burgaz, Heybeli, Büyükada… Adaya, adaya, adaya; kalkıyor!!!


    İskele kâhyasının canhıraş çığlığı kulağınızda kalsın; biraz teknik bilgi verelim.

    Haftanın 7 günü Kabataş’tan (Kadıköy uğramalı) 15, Bostancı’dan 11 vapur 4 adaya yolcu taşıyor. Bostancı ve Maltepe’den kalkan motorlar da var.

    Kış aylarında 15 bin kişinin yaşadığı Adalar’ın haziran, temmuz ve ağustos nüfusu girdili-çıktılı 350 bin; 90 günde (yerlisi hariç) 335 bin kişi bu dört adada günübirlik tatil yapıyor.

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB