Ben Kalabalığım

27 Mayıs 2013 Pazartesi 0 yorum




Aynı anda,
Farklı yerlerde,
Başka zamanlardayım.
Orta yaştayım.
Baba olmanın sorumluluğunu her an üstümde hissediyor,
Önümde duran küçük oğlum mutlu olabilsin diye beylik cümleler kurup,
Öğütler veriyorum.
Biliyorum beyhude…
Zira babamın sürdüğü bir arabanın da arka koltuğunda,
Henüz küçücüğüm.
Virajlı yollar midemi bulandırıyor,
Elimde erimekte olan dondurmam…
Hayatı bilmiyor,
Laf dinlemiyor
Zerre kadar düşünmüyorum,
Bir tek dondurmamı umursuyorum.
Beşiktaş’ta evimin bahçesindeyim.
Tepemde yeşilli kırmızılı bir ağaç.
Hiç bir şey için acelem yok.
Huzurluyum.
Bir yandan da işe geç kalmışım.
Sabah sabah telaşla yürüyorum ıslak kaldırımda.
Gencim.
Oyun oynadığım Goncagül sokakta bisikletten düşüyorum.
Dizlerim kanıyor.
Sevdiğim kız yanıma gelip iyi misin diye soruyor.
Değilim ama eminim.
Hayatım boyunca bir tek onu seveceğim.
Üniversitedeyim.
Bira içmek için girdiğim barda bir kız gözüme çarpıyor.
Biraz sonra gülümsüyor bana.
Biliyorum.
Onu ve onun gibi pek çok başka kadını daha seveceğim.
Başka bir zaman motosikletimin üstündeyim.
Sıcak, rüzgarlı bir hava.
Arkamda sevgilim, sıkıca sarılmış belime,
Güçlüyüm, mutluyum, keyfim yerinde.
Ve üzgünüm,
O gezinin üstünden aylar sonra onu artık hiç sevmediğimi söylüyor,
Terk edip gidiyorum uzaklara. 
Bir kadının kalbindeyim,
Bir başkasının içinde,
Bir diğerininse hiçbir yerinde olamıyorum kimi zaman.
Biriyle kavga ediyor,
Biriyle sevişiyoruz.
Biri beni çok kırıyor,
Biri çok seviyor,
Biri aldatıyor,
Biri gözlerini dahi benden ayırmıyor.
Biriyle bir zaman evleniyorum.
Ofisteyim.
Buhranlarda...
Çözümsüz çıkmazlarda.
Marmaris’teyim.
Deniz kenarında,
Yaşamın güzel olduğunu mırıldanıyorum.
Yaşımı kestiremiyorum.
Kitap okuyorum lisedeki sıramda,
Yeni ufuklar açılıyor önümde,
Kitap okuyorum eşimin yanında, yatakta.
Cümleler kendini yineliyor sadece.
Bursa’da bir dağ yolundayım henüz on bir yaşımda,
İlk kez yaşamı bir yola benzetiyorum.
Keşfedileceklerin heyecanı kaplıyor içimi,
Yirmi iki yaşımdayım,
Yaşam hiç de yol gibi davranmıyor,
Varılacak bir yer, başından beri hiç olmamış aslında.
Kırk dördümde yaşamın bir şeye benzetilmemesi gerektiğini savunuyorum bir sohbet ortasında.
Böylesi daha doğru, daha hafif…
Çünkü o, ne uzun ne kısa,
Başı sonu yok, bambaşka.
Issız sahillerde koşuyorum farklı yaşlarda,
Kalabalık yollarda, kumlarda…
Gündüzde…
Gecede…
Her biri başka bir ben…
Her biri başka bir dönem…
Her biri aynı an.
Ben…
Her yerde,
Tüm zamanlarda,
Şimdide...
...
Ben şimdideyim.
Ben
Kalabalığım.


0 yorum:

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB