Bütün
Sonunda vardığım nokta şu ki;
Burada olanı biteni,
-Ki burada dediğim tüm bu gezegende hatta evrende olanları kastediyorum.(Evrende olanı nerden biliyorsun Batu derseniz burada cevap veremem bilgi kaynaklarım çoook gizli)
Tek bir olaymışcasına, tek bir teması, tek bir gidişatı varmışçasına değerlendirmenin bir anlamı yok.
Söz gelimi her şey berbat, kokuşmuş hayatlarımız an be an daha da kötüye gidiyor,
Diyemeyiz.
Görüntüde ve hatta içerik olarak yaşadıklarımız öyle olsa bile,
“Bir şeyler” gerçekten kötüye gidiyor mu?
Bilemeyiz.
Farkettim ki bunu algılayamayacak kadar küçüğüz.
Bütün, bize uzak, onu anlamaya çalışmaksa zor geliyor.
Gözlerimizin gördüğü ufuktan ötesini çoğunlukla ya hayal dahi edemiyoruz ya da kendi hayalimizde kurduğumuz basitliklere inanıyoruz.
Ben artık inanmıyorum.
Artık diyorum çünkü şu ana kadar ki hayatımın geneline bakarsak bu tür saçma bir karamsarlık içinde yeterince debelendiğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Bu cümleyi kurmam lütfen gereksiz bir iyimserlik içinde olduğumu da düşündürmesin size.
Zira öyle bir şey yok.
Durumum hakkında basitçe diyebilirim ki;
Artık iyi ya da kötü denebilecek bir bakış açısına sahip değilim.
Hayatın, yaşamın, içinde yaşadığım toplumun, tüm bu insanların nasıl olduğuyla ilgili artık sıfatlar kullanmıyorum.
Bunu duymak belki bazılarına hoş gelmeyecek ama öyle.
Artık “anı” umursamıyorum.
...
Bütünü düşünüyorum.
...
Bir sarkacın önce sağa, sonra sola yaptığı salınım gibi. Her şeyin bütün olduğunu hissediyorum. Her pozitif bir negatifin, her negatif bir pozitifin habercisi. Her yapılan bir gün yıkılacak, her yıkılanın yerineyse bir yenisi yapılacak.
Durmaksızın devam eden bir devinim bu.
Ötesi yok.
Varolan bir düzen bir yasa...var.
Senin ölümün, benim ölümüm, onun, bunun, şunun ölümü
Ya da şanlı doğumu,
Ve hatta renkli yaşamı,
Korkarım özünde hiç bir şey ifade etmiyor.
Bütünü tamamen anlamak her ne kadar imkansız olsa da, inanıyorum ki bakış açımızı biraz olsun genişletebilirsek hiç olmazsa küçük bir parçasını kavrayabiliriz.
“Bütün” içinde yaşamlarımızın ve yaşadıklarımızın, görece olarak iyi veya kötü oluşunun “genel” üzerinde bir önemi olmadığı açık.
En basit, keskin ve biraz da uçta bir örnekle diyebilirim ki;
Yaşadığımız hiç bir mutluluk ya da acı, bu gezegeni yörüngesinden çıkarmaya yetmez
varolanın, yani bütünün üzerinde bir etki edemez. Ki bahsettiğim bütün bu gezegenin yörüngesinden çok daha büyük.
Uzatmak istemiyorum;
Kısaca onu, onun dengesini ne olumlu, ne de olumsuz yönde,
ufacık bile olsa etkileyemiyoruz.
...
...
Peki neden bunlardan bahsediyorum şimdi size?
Çünkü epeydir yazmıyordum ve artık soran arkadaşlarıma bir cevap vermek istedim.
...
Anlatmaya çalışmak birine, birilerine, bir şeyleri...
Değiştirmeye, etkilemeye çalışmak olanı...
Konuşmak karşına alıp, o lüzumsuz net cümleler eşliğinde...
Dil dökmek kesin ifadelerle...
Ahkam kesmek...
İstemiyorum.
...
Ne ağlamak gerek, ne gülmek.
...
Susmak ya da teslimiyet değil yaptığım,
Bu sadece akışın mükemmelliğini izlemek.
Batu Yazan
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
nette araştırma yaparken sizi tesadüfen buldum. yazılarınızı özellikle takip ediyor ve beğeniyorum. pek çoğu karamsarlık içerse de öğrendiğim çok şey oldu teşekkürler :)
Rica ederim:)
Yorum Gönder