Sözde Hava Durumları
Yoksa meteorolog mu olmak lazım-dı? Öyle gibi.
Sanırım en çok hata tolere eden iş kolu bu. Biliyorsunuz her işi dalında, her sektörde bir hata payı vardır. O sınırlar içinde hata yaptığınızda geri dönüşü olmayan sorunlar ortaya çıkmaz. Ne zaman o sınırılara dayanır ve aşarsınız işte o zaman ciddi problemler baş gösterir. Özellikle finans sektöründe bu konu daha kritik. Evet diğer pek çok sektörde de önemli ama belli ki meteoroloji için o kadar mühim değil. Yani öyle sanıyorum ki hata payı ozon tabakasındaki delikle eşdeğer büyüklükte.
Bir kaç aydır takip ediyorum. Sürrrekli hata yapıyorlar. Bildiğim kadarıyla yine de kovulan gönderilen yok. Ne ballı işmiş arkadaş. Biz bu kadar yanlış yapsak iki kere şutlanırdık. Bunlara laf eden bile yok.
Ben artık ciddi ciddi bilimsel bir analiz yaptıklarını düşünmemeye başladım. Yok kuzeyden gelen alçak hava basınca yok güneyden giden yüksek faiz kazancı. Yok öyle şeyler. Yazı turayla dönüyor içerde işler. İki kafadar var içeride. Ali ve Ahmet adları. Bir gün Ali atıyor parayı havaya. Bir gün Ahmet.
Hoop.
-Ne geldi ne geldi?
-Tura
-Tura gelince ne oluyodu ki?
-Bilmem ki ben de karıştırıyorum güneşli mi?
-Aman neyse ne, güneşli olsun.
-Tamam yaz bugün güneşli.
-Yarın?
-Dur atıyorum.
Hoop
-Yine tura geldi.
-İyi iyi yine güneşli işte. Haftaya komple güneşli yazıyorum “ok midir”?
-Tamam tamam yaz gitsin. Neyse ne. Çok uzadı. Bittiyse yazman gel otur da tavlaya devam edelim, çay da soğudu.
Tutarsa amenna. Tutmazsa da salla yarına işallah. Bir taraflarının doğrultusunda tahminde bulunuyorlar resmen. Gerçi haklılar tabi. Kim takar değil mi Yalova kaymakamını? Biz ıslanmışız terlemişiz kime ne?
Babalarından mı torpilliler, yüksek makamlarda tanıdıkları mı var bu ikilinin bilemiyorum ama emin olduğum bir şey var ki; rahatlar. Gerçekten rahatlar.
Kimse mi umursamıyor arkadaş? Ben her gün motosikletle çıkıyorum yollara. İnsan bir doğru yönlendirme yapmaz mı? Yağmurluk mu giyeyim, deri mont mu giyeyim. Yoksa hiç yola çıkmasam daha mı iyi olur? Nihai soru mu lan bu? Neden adam gibi cevap vermiyorsunuz?
Hadi motosiklet konusunu geçtim. Yüzyılardır kullandığım için bir şekilde önlemimi alarak yedek donumla birlikte çıkıyorum yola.
Ama peki ya haftasonları?
Lan adamoğluadam benim koca ay zaten 8 gün tatilim var. Bunun 4’ü Pazar. Yani Pazartesi’ye geldik diye depresyonla geçiyor. Elde olan aslında kemiksiz 4 gün sadece. Sen onda da yanlış yönlendireceksen beni. Napayım ben hava durumunu.
Size güvendim tatil planı yaptım ben. Hani iyi olacaktı hava? Ne yapayım otelin kış bahçesinde mi oturayım şimdi? Araba da kiraladım o kadar. Bunu napcaz peki? Gezecek dolaşacaktık. Geri versek parayı iade ederler mi ki? Onu da bilemiyoruz. Göreceğiz. Rica minnet yalvaracağız artık adamlara.
En deli olduğum başka bir şey de elde sweat shirt yollarda yürümek.
-Serin olacak demişlerdi sevgilim ben o yüzden al dedim yanına.
Hey allahım ne serini ya resmen yangın var. Neyse hadi alalım belki bir bildikleri vardır. Ama yok. Bildikleri falan yok. Eriyoruz.
Giysen olmaz. Kan ter gözyaşı. Elde tutsan başka türlü sıkıntı. O uzun kollar salınır durur yerlere sürter. Bir yandan toparlamaya çalışıp top haline getirirsin bir yandan elin kolun terler. Bazıları beline bağlıyor ama onu da ben sevmiyorum. Spor salonunda kıçını saklamaya çalışan kız gibi o ne öyle. Şöyle ferah ferah yürümek varken çektiğimiz çileye bakın arkadaşlar... cık cık cık.
Hepsi Ali ve Ahmet yüzünden. Çok kızgınım onlara. Sorumlu onlar. Bulun onları bana getirin. İki çift laf edip, tatil masraflarımı ödeteceğim.
Vazgeçtim getirmeyin. Korktum. Bir kitle var ki her dediğimi ciddiye alıyor. Olur da bulurlarsa bu iki isimde birilerini getirmeye kalkabilirler hakikaten. Tamam tamam boşverin şimdi Ali’yi Ahmet’i...
Bildiğiniz güzel site varsa hava durumu için onu söyleyin, o da yeter. Herkese bulutsuz günler.
Batu Yazan
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder