Soyunma Odası Kuralları ve Adabı Muaşeret

1 Şubat 2016 Pazartesi 0 yorum



Aslında bu konu epey bir süredir aklımdaydı neden bu kadar zaman bekledim emin değilim. Neyse canım geç olsun güç olmasın demişler. Başlayalım o halde.
Bugünkü konumuz spor salonlarındaki soyunma odası kuralları ve soyunma odasından ıslak zeminlere geçerken uyulması icap eden diğer noktalar ve hatta adabı muhaşeret. (Sauna ıslak olmasa da onu da bu gruba dahil ettim ona göre) Şimdi diyebilirsiniz ki bu kurallar zaten duvarlarda sağda solda yazıyor sen niye tekrar anlatıyorsun. Anlatıyorum çünkü pek çok davar anlamamakta inat ediyor. Dolayısıyla dedim ki şunu bir kez de ben anlatayım. Mutlaka sizin de çevrenizde davarlar vardır. Belki onlara gönderirsiniz onlar da medeniyetten nasiplerini az da olsa alırlar. Önce kısa kısa maddelerle başlayalım;
1-“Soyunma odasının içinde götümüz kukumuz pipimiz açık dolaşmıyoruz arkadaşlar”. Bu maddenin kibar hali genellikle şu şekilde duvarlarda yer alıyor;
Soyunma odası içinde çıplak üyeler görmediğimiz için teşekkür ederiz.  –Çalışmaz yavrum o cümle. Yüzyıllar süren varoluşum neticesinde bu mesajların tamamen zaman kaybı olduğunu öğrendim. Malesef insani, kibar, zarif ve incelikli uyarılar davarlar üzerinde tamamen etkisiz kalıyor. Onlara direk “yapma ayı oğlu ayı” demeniz gerekiyor. Bu arada gerçekten kimse sizin götünüzü başınızı görmek zorunda değil, çok teşhir edesiniz varsa defolun çıplaklar plajına gidin.
2-“Kokuşmuş ayakkabılarımızı dolapların içine koyuyoruz” İnsanlar için yazılmış olan uyarı ise şu şekilde; Ortam hijyeni için lütfen ayakkabıları dolabın içinde tutunuz. Nerdeee... ıslak bot mu istersin terli koşu aykkabısı mı yoksa tüm gün ayakta kalmış rokfor soslu iskarpin mi her halt var, hemen orda yanı başınızda burnunuzun ucunda. Yapmayın bunu. Yapmayın çok rica ediyorum koyun şunları dolaba.
3-“Tek kişiysek tek dolap kullanıyoruz” Vay efendim çok karakterliyim, bipolarım, manik değresifim şizofrenim bunlar zerre umrumuzda değil kimseyi de bağlamıyor. Konuyla da hiç alakaları yok zaten. Tek bedensen tek dolap işgal edeceksin bitti. İnsancasını yazmıyorum bu kuralın artık siz zaten tahmin ediyorsunuzdur.  Ayrıca motosiklet kaskınız, Ukrayna tatili nedeniyle yanınızda getirdiğiniz bavulunuz, protein kutunuz da umrumuzda değil.  Bi-ze-ne.  Aksam vakti zaten dolap bulamıyoruz, millet anasından kalma çeyiz sandığını için ikinci dolaba tecavüz ediyor. Döverim.
4-“Kullandığımız havluları sepetlere atıyoruz.” Allllah aşkına atın çok rica ediyorum sepete atın şunları. Ya biz zorunda mıyız sizin zikinize toşağınıza kötünüze sürdüğünüz  havlunuzla muhattap olmak. Yazık günah yapmayın acıyın. Bakın öylece duş kapılarında yerlerde bırakıp gidiyorsunuz onları ee kim alacak onları ordan? Ya sonra? Kaç kez çitilemek zorunda kalacağız o elleri kaç saat çamaşır sularına basacağız? Düşünen yok hiç bunları. Lütfen. Lütfen yapmayın.
5-“İnsan-mış gibi duş alıyoruz” Yani kısacası; bir hipopotamın suya olan doyumsuz açlığı gibi gün boyu içinde kalmak gibi değilde, hızlı pratik ve işlevsel bir temizlenme periyodu içine giriyoruz. Malum babanızın çeşmesi değil orası sizden başka organizmalar da var yıkanacak olan. 15dk beklediğimi bilirim ben. Ne şanssa tüm davarlar o sırada duşa girmişti. Şarkı söyleyen mi istersin, hortumuyla tavana su fışkırtan mı her şey mevcuttu. Az kalsın toplu katliam yapıyordum da neyse ki son anda birinin şampuanı bitti çıkmak zorunda kaldı. Çıkın o duştan, yıkanın çıkın, keyif yapmak isteyen evinde yapsın.
Bu noktadan sonra bonus kısmına geçiyoruz. Sauna ve buhar odalarına giriş çıkışlarda nasıl davranmalıyız içeride ne yapmalıyız gibi konulara değineceğiz. Hızlıca başlayalım.
1-“İçerde oturacak yer kalmamışken sere serpe yatmıyoruz” Bencil köpekliğin lüzümu yok adam gibi toplayın kıçınızı yer açın gelene. Herkesin hakkı orada oturmak hayvanatlık yapmayın.
2-“İçeridekilerin fikrini almadan sauna sobası üzerine su dökmüyoruz”. Önce soruyoruz. Öyle kepçeyi alıp bol keseden boşaltırsak içeride sıcaklık artışı yüzünden diğer insanlar rahatsızlık yaşayabilir O yüzden adam olun, rıza alın öyle dökün. Yok o su kepçesini... neyse öyle işte.
3-“Sıhatler olsun” İnsan olmanın bir gereği olarak giriş çıkışlarda içerideki inanlara bu cümleyi sarf edin lütfen. Kibarlıktır, inceliktir, toplum içinde yaşadığınızın farkındalığı içinde olduğunuzu gösteren bir işarettir. Aslen ben ve arkadaşım en çok bu konuya takığız. Yani ne kadar zor olabilir ki arkadaş iki kelimeyi söylemek? Niye söylemiyorsunuz?
Nedir bu kadar zor olan şeklinde çok kez saç baş yolmuşluğumuz var kendisiyle. Ama pes etmedik bu konuyu ciddi sosyolojik bir problem olarak ele alıp düzeltmeye çalıştık.
Başlarda dedik ki; spor sonrasıdır adam yorgundur halsizdir kan şekeri düşmüştür yani normal olabilir. Adamın konuşmaya mecali olmayabilir dedik. Sauna girişinde halkın ağzına pekmez mi çalmadık, baklava mı ikram etmedik, jelibon mu vemedik onlara... neler neler  ama sonuç değişmedi. Yorgunluktan değilmiş demek.
Dedik ki acaba millet “sıhatler olsun” temenni cümlesini mi bilmiyor? Olabilir dedik. Evet gayet olabilirdi. Adam pek tabi daha önce bu cümleyi duymamış olabilirdi. O zaman öğretelim dedik. Ben daha önce girdim saunaya sonra davar girdi içeri(tabi ki bir şey demedi) sonra arkadaşım girdi içeri ve sıhatler olsun dedi. Ben de daha önceden samimiyetimiz yokmuş gibi “teşekkür ederim size de” dedim. Davarı incelediğimizde bir değişiklik gözlemleyemedik sonraki testler de malesef aynı şekilde devam etti yalnız hakkını vermem lazım sekizinci davar ağzını “S” sesi çıkartacak şekilde bir anlığına araladı ama onun da arkası gelmedi.
Son olarak dedik ki bu millet ya bizim sağlığımızın yerinde olmasını istemiyor ya da biliyor özellikle yapmıyor. Sonra düşündük ki salonda o kadar da çok düşmanımız yok. Yani dur şuna sıhatler olsun demeyeyim de gebersin kalsın diyecek pek fazla adam yok.
O zaman dedik konu medeni cesaret, çekinmek. Bunu daha önce başka konu ve durumlarda da gözlemledim. İnsanların bir kısmı günaydın, merhaba, güle güle vesaire demeye dahi çekiniyorlar. Başta sizi sevmediğini sizden hoşlanmadığını düşünüyorsunuz sonra yavaş yavaş anlıyorsunuz ki aslında konu karşılık alamamaktan korkmak. Yüzüstü bırakılmak.  Korkmayın. Gerçekten korkmayın inanın kimse selamınızı ve temennilerinizi yüz üstü bırakmaz. “Kimse” dediğim insan olanlardır bu arada. İnsan insanı selamsız bırakmaz. Ya bırakanlar yok mu? Olmaz mı işte tüm yazı boyunca onlardan bahsettik. Davarlar. Ama üzülmeyin onları da bu şekilde tanıyıp ayrıştıracaksınız. İnsana insan gerek.
Saygılı bir toplum olabilme hayal ve dileklerimle... bugünlük bu kadar. Mutlu pazartesiler.

0 yorum:

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB