Eski Sevgili Özlemi

6 Ağustos 2012 Pazartesi 0 yorum



Durum şu;


Mevsimlerden yaz.
Bir Cumartesi akşamı.
Cehennemvari bir sıcaklık tüm Suadiye sokaklarına hakim.
Genel olarak hep yaptığım gibi yine öteye,
Ufka,
Boşluğa doğru bakıyorum.
Aklımda tam olarak ne var emin değilim.
Arabanın arka koltuğunda hayatın içiçe geçmiş karmaşası ve çözümsüzlüğüyle zihnen boğuşuyorum.
Derken cep telefonuma aniden bir mesaj geliyor.
Eski sevgilim.
Mesajda ne yazdığını tabi ki söylemeyeceğim. Güzel şeyler yazıyor diye bilin bu kadarı yeter.
Özlemiş beni, hayatımda başka biri olup olmadığını da bilmediği için bir yandan özür dilemiş, sonunda da iyi geceler demiş.
Durumda bir anormallik yok. Hayatımız boyunca eski sevgililerimiz aklımıza gelebilir, geliyor da.
Onları aramak mesaj çekmek görmek isteyebiliyoruz.Bazen de gerçekleştiriyoruz bunu.
Peki neden?
Duygusal kısmııı..... gelin siz bana inanın,
Siktir edin.
Asla üzerinde durmayın şu “doğru kişi” olayının.
Öyle bir şey yok. Hiç olmadı da. Yaratılışlarımızda en ufak bir ilahi yan yok unutmayın.
Sebep çok basit;
Yalnız kaldı.
Sebep çok basit;
Kalbini biri... birileri fena kırdı.
Sebep çok basit;
Siz, sizden sonrakilerden daha iyisiniz.
Bunun farkına anca vardı.
Şimdi pek çok genç ruhun işine yarayacağını düşündüğüm bir şey söylemek istiyorum.
İnsanların hatalarını farketmesi, ancak doğru zaman aralığında gerçekleştiğinde değerlidir.
Demiyorum ki bu doğru zaman aralığı illa ilişki yaşandığı zamandır ama ilişki bittikten sonra ki altı ayda değildir. Bu kısımda zamanla ilgili bir kaç detay vermem gerekiyor yoksa durum biraz karışık görünebilir.
Zaman hepimiz için farklı akar. Benim için fazlasıyla yavaş mesela, dolayısıyla yukarıda bahsettiğim altı ay benim gözümde üç buçuk seneye denk geliyor.
Ki bu süre olayın(ilişkinin) üzerinden epey bir zaman geçtiğini.
Atı alanın Üsküdarı geçtiğini.
Köprünün altından çokça sular aktığını
Ve hatta köprünün yıkıldığını gösterir.
Yani demek istiyorum ki ben o altı ay önceki adam değilim. Siz belki öylesinizdir onu bilemiyorum belki değişmeniz daha fazla zaman alıyordur ama benim için bu süre çok kısa.
Burada önemli olan karşınızdaki kişiyi tanımanız, kimsenin sizi sonsuza kadar bekleyeceğini sakın sanmayın.
Süre ne olursa olsun herkes ama herkes eninde sonunda ayakta kalmanın, başkasını sevmenin bir yolunu bulur.
Bunun gözden kaçılırması ve hatta hiç farkedilmemesi durumuna ben “ilişkide zaman yanılsaması” diyorum.
Kendisi şöyle oluyor;
Zamanı farklı yoğunluklarda yaşayan iki farklı kişi ayrılıklarının üzerinden geçen süre hakkında taraflı birer algıya sahipken bunu mutlak farzedip ona göre hareket ediyor.
Yani çok da uzatmaya gerek yok.
Olayın özü şu;
Bir şeyler itinayla emilip kurutulduktan sonra...
Acımasızca eskitildikten sonra...
Yıllarca geriye dönüp bir kez bakılmadıktan sonra...
Ortada ne masumiyet,
Ne saflık,
Ne tekrar duyulmaya değer bir kelime...
...
...
Görülmeye değer o eski gülüş kalmıyor geride.
...
Hatıralardaki “ateş”
Artık sizin için yanmıyor.

0 yorum:

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB