Tutunabilmek

1 Mayıs 2012 Salı 0 yorum


Bir süre yazmamaya karar verdim.
Gerçi bu cümleden sonra sanırım “di’li” geçmiş zamanı terkedip “miş’li” geçmişi kullanmalıyım.
Zira görüyorsunuz yine buradayım;
Yine hikaye...
Rivayet oldu seçimim.
Bunca zaman sonra... (biliyorum sizin için çok geçmemiş olsa da benim için öyle)
-Neden olduğunu soran olursa bir ara anlatırım.
...
Evet bunca zaman sonra, şöyle bir bakıyorum da...
Yazacak bir şey kalmadığından değil durmam, durmak istemem.
Aksine yazacak o kadar çok var ki...
O kadar çok şey birikti ki yine içimde.
Ama korktum...
Yalan değil çok korktum.
Sanki dedim;
Ben değilim bunun... bu bloğun sahibi.
Ben onunum.
Aslında hala bu fikri tam olarak içimde eritip öğütemesem de, biliyorum ki herkes istediği şeyi yapmalı... en azından yapmaya çalışmalı.
Sırf bu yüzden buradayım.
Oluyor ya da olmuyor, seviyorum bunu.
Şimdiiii...
Size ne anlatsam ki...?
Nerden başlasam...?
O geçenlerde yağan yağmurda evimi sular bastı, eşyalarımın yarısı çöpe gitti mi desem?
Yine, yeniden, yeni bir şirkette işe başladım mı?
Aşık oldum mu desem?
Yoksa hiç öyle detaylara girmeden,
“Oldu be” mi desem sadece size?
...
Canlı cansız ... bir dolu, bir sürü şey isteğim dışında ya da çok istediğim için,
Farketmez.
Öyle ya da böyle defoldu gitti hayatımdan,
Ve yeni, başka şeyler dahil oldu bana.
Aslına bakarsanız bu aralar keyfim pek bir yerinde.
Hiç aklıma gelmezdi bunca zaman, bunca yıl, bunca dönem sonunda kaybettiğim bunca şey için,
BU KADAR MUTLU OLABİLECEĞİM.
Kaybetmeden anlayamıyor bazen insan, neyin kendisi için gereksiz olduğunu.
Garipmiş.
Hala bir şeylerin garip gelebilmesiyse oldukça güzel.
Bu denli uzun bir aradan sonra yine bir şeyler için minnet hissedebilmek...
Açıkçası bunu tekrar yaşayabileceğimi düşünmezdim.
...
Öte yandan sevmiyorum böylesi körü körüne bir coşkuyu da.
Bir masalcı olamadım hiç bir zaman. Sevemedim ipsiz sapsız havada bir umudu. Peşinden gidemedim.
Yani şimdi de değil demek istediğim;
Bundan böyle işler hep yolunda.
Dediğim tek bir şey var bu akşam.
Düşmenin de kalkmanın da bir sonu yok.
Yarım ruhun, kırılmış, parçalanmış yarım kalbin,
Hatta yarı insan olmanın bile bir engel olmadığını biliyorum mutlu olabilmeye.
Gülümseyebilmeye.
Yaşamın o tek sırrı tarih boyunca hiç değişmedi.
Her şey kabul etmekte.
Gidenlerin hayaline değil,
Kalana tutunabilmekte.

0 yorum:

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB