Anatomi

31 Mayıs 2012 Perşembe 0 yorum


Bir noktayı aşamamak.

Kabullenememek.
Yarında ve bugünde,
Tekrar ve tekrar,
Aynı etki karşısında,
Aynı hasar.
...
Biliyordum.
İnsan halimle o kadar güçsüzdüm ki...
Severken, bencil değilken,
Nedensiz bir iyilik yaparken o kadar güçsüzdüm ki,
Tarifi dahi yapılamazdı bunun.
Yoktu bir eşi daha bu düşmüşlüğün.
Acımaya, üzülmeye kalksanız çok şaşırırdınız.
Bütün merhametinizi verseniz de yetmezdi bana,
Dolduramazdı içimdeki o koca boşluğu bir an olsun.
...
Acı.
İlk hatırladığım.
Sürekli hissettiğim.
İçime çektiğim.
İç ve dış etkiler yüzünden bitmek, tükenmek bilmeyen bir acıydı içinde yaşadığım.
Zayıflıktı.
Fazlasıyla hassastı kalbim, zihnim kör olasıca ahlak anlayışım. Kırılıp dökülüyordum hemen her olay karşısında.
...
Üzülüp duruyordum.
Ardından tahammül edememek geldi daha fazla buna.
...
Ne kadar da yoğun, ne kadar da durmak bilmiyordu .
Başa çıkmaya çalışmalıydım. Bir yolu olmalıydı elbette bunu dindirmenin.
Türlü yollar denedim.
Sert durdum, yumuşak durdum, bazense hiç durmadım bile olan bitenin karşısında.
Kimi zaman sarsılmaz bir bakış açısı, mantıklı seçimler ve sağlam bir duruş diye düşündüm bunu yok edecek olan. Kimi zaman yavaş bir nefes, boş ve uzaklarda bir zihin.
Bazen insan içine karışmak diye umut ettim tedavisini. Bazense tecrit olmak.
Onu yönlendirebileceğimi de düşündüm bir ara. Belki onu, alıp bana dokunmayan, canımı acıtmayan bir yerde saklayabilirdim.
Yapamadım. Hiç bir şey hiç bir işe yaramadı.
Çünkü yapılamazdı. Ben bazen güçlüydüm oysa her zaman. Acı kontrol edilemezdi.
Enerjiymiş, güçmüş gibi kullanılamazdı. Kenarda tutulup zamanı geldiğinde çıkartılamazdı. O bir silah değildi. Sadece beni yakmayı biliyordu.
Acı bir araç değildi.
İş görmüyordu.
Aksine ben onun içinde işe yaramaya çalışıyordum.
...
Ne olduğunu anladığımda yaşamımın yarısını geride bırakmıştım.
Alıştığımın aksine bir dönem çıktı gitti hayatımdan acı. Orada anladım. Acı bir yoldu sadece, gitmek “istediğimiz” yere bizi götüren. Herkesin seçimi farklıydı. Herkesin acı karşısındaki tepkisi farklı.
Kabullenmek sahte huzurun yoluyken.
Ben bir yaşam boyu gerçek öfkeyi seçmiştim. Şimdi de onun yoksunluğunu çekiyordum.
Acı bana seçim şansı sunduğunda, direnişi seçmiştim aslında. O da direnebilmem için bana öfkeyi vermişti.
Öfkeyse ayakta duracak gücü.
Ve ben aslında bunca zaman bir an olsun acının karşısında durmamıştım. Öfkeye sarıldım, ona bağlandım.
Öfke acıyı doğuruyordu,
Acı öfkeyi.
Çember tamamlandı.
Başından beri kabul edilmesi gerekenler o kadar saçma ve tersti ki,
...
...
...
Bana insan olmak hep zordu, imkansızdı.
...
Karşı çıkılacaksa o kadar çok şey vardı ki,
...
Biliyordum;
...deli diye adlandırılmak için doğmuştum.

0 yorum:

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB