Nihai Çözüm

20 Mart 2012 Salı 0 yorum


Belki de tüm bu keşmekeşle başa çıkmanın yolu kabul etmektir.
Kendi ruh hastası varlığımı kabul edip.Yok yok bunda bir şey yok, manyak olan benim deyip gülüp geçmektir.
...
Tanıştırayım;
Kendisi son dönemde zihnimde belirmeye başlayan başka bir çözüm yolu alternatifi.
Aslında konu benim manyak olup olmamam değil. En azından benim için.
Çünkü bu hayat, yaşam, uyum vesaire konularında an itibariyle beni ilgilendirenler,
Sebeplerden ziyade sonuçlar.
Zaten sebebe bir isim takmak işin kolay kısmı.
Bu durmaksızın kendi içimde yaşadığım, sahip olduğum şeyin. Yumuşak bir yaklaşımla, sıradan bir adamın romantik tavırları olduğunu söyleyebiliriz.
Ya da belki de o kadar yumuşak olmayız.
Aşırı idealist bir duruşun vazgeçilmez sancıları deriz.
Öte yandan söz konusu kişi ben olsam bile acımasız olmamak için de bir sebep yok ortada.
Hastalıklı ve uzlaşmadan uzak, doğru ya da değil sarsılmaz bir ruhun, etki sınırını dışında kalan gerçeklik için attığı nafile ergen çığlıkları şeklinde isimlendiririz.
Diyorum ya, bu şeyin ne olduğunun...
Nasıl bir adının olduğunun hiç bir önemi yok.
Çünkü değişmiyor, içeriğine müdehale edilemiyor.
Burada,
Yani malesef şahsım adına bir tedavinin söz konusu olmadığı noktada,
Çözüm... şayet bir çözüm varsa tabi, kesinlikle olayın kaynağında değil sonunda bulunabilir.
İstemiyorum tüm bu kurallar eşliğinde bir işi, düzeni. İstemiyorum bunca yalanın içinde en yakıcı aşkı.
İstemiyorum bu buhranın bir parçası olmayı.
...
Tamam doğrudur istemiyorum ama malesef elimizde bunlar var.
Konu tutunmak ya da tutunmamak, seçmek ya da uzak durmak gibi görünse de belli ki yaşamak ve ölmeye doğru da gidiyor.
Lafı dolandırmaya hiç gerek yok.
Ya bu deveyi güdeceksin ya defolup gideceksin demişler. Benimki de bu hesap.
Deveyi güdemiyorum o kısım açık bir şekilde ortada.
O halde gitmeli miyim?
...
Gideceğim alternatif lokasyon hakkındaki yetersiz veri,
Sıklıkla kesin bir cevaptan uzak tutuyor,
Ve başta değindiğim yere götürüyor beni.
Belki de diyorum tamam demek lazım artık.
Tamam kabul ben bozuğum demek.
Gönülsüz de olsa o hiç sevmediğim o deveyi güdmem gerek.
...
Hemen uçup gidiyor neyse ki.
Diyorum ki eğer bunu seçersem... bu mu olacak her adını andığımızda yüce bir olaymış gibi bahsettiğimiz o şanlı, destansı “yaşamak”.

Yaşamak nefes alıp vermek midir baş sallayarak?
Sinmek, kaçmak, gizlenmek midir korku içinde?
Yoksa yanlış bulup da yine de yokluktan kabul etmek midir?
Yaşamak yavşaklık mıdır?
Yanlış bir gezegende yanlış bir tür içinde yaşam buldum orası kesin.
Burada olmamam gerekiyordu ama yapacak bir şey yok burdayım bu da kesin.
Ama buradayım diye körü körüne uzlaşmam bekleniyorsa, orada da durmaksızın konuşanlar siz durun, sesinizi kesin.
Böylesi baştan aşağı düşmüş bir sistem içinde kılıç sallayarak tek başıma ölmeyi, yaşamaya yüzlerce kez yeğlerim.

0 yorum:

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB