Aşkı Düşünüyorum

27 Aralık 2011 Salı 0 yorum



“Bu gece aşkı düşünüyorum,
En yakıcı,
En yoğun formuyla sevmeyi...”
...
O kokusunu içine çektiğiniz adam,
Kadın,
Şimdi ölse diyorum apansız,
Biz delice seviyorken onu,
O ölüp gitse,
Bir daha da hiç dönmese...
...
Bazen olur,
Çok aşık bir çift elele yürür.
Kaderdir,
Hep aşkın en tutkulu yerinde gelir,
Hızla gelip çocuğa vurur.
Can verir kızın korku dolu gözlerine bakarken acı içinde,
Cam gibi parlak gözleri söner,
Teni soğur,
Sürgün edilmiş ruhu alıp başını,
Gider.
...
Kız geride kalır,
Ama bir daha ne nefes alır, ne yutkunur,
Üzülür, üzülür, daha çok üzülür
Ağla derler, onbirinci gün geçecek,
Onüçüncü gün hala kimse susturamaz onu.
İki ay derler en fazla,
Dördüncü ay acısı dinmemiştir oysa,
...
Bir derler geçmez, üç olur bitmez,
Yıllar boyu ağlamaya devam eder kız mezarlığın çamura dönmüş topraklarını yorgun elleriyle yoğururken.
...
Ölmek ister,
...
Ölüp de kavuşacağı,
Diğer tarafa geçip de yüzünü tekrar göreceği günü bekler.
...
...
...
Bu mu diyorum en ötede hayalini kurup, saygı duyduğumuz, durmaksızın mırıldandığımız aşk şarkımız?
Gözyaşı kokan arabesk filmimiz.
Aşk bu mu?
Onca özelliğinin arasında öne çıkan yanı bu mu ölüm mü?
Ayrılık mı?
Yarıda kalan mı? Yarında olan mı? Yaşanamayan mı?
İnatla acı mı? Hüzün mü?
Bu mu olduk sonunda, buna mı inandık?
İnatla sürünme eylemiyle aynı cümlede kullanmak istiyoruz aşkı.
Onun karanlık yanına tutunmaktan mazoşist bir zevk alıyoruz.
Çünkü salağız.
Teker teker koca salaklarız.
Aptalız.
Yaşıyoruz, ama ölümü düşünüyoruz.
Şimdiyiz, ama farkedemiyoruz.
Biliyoruz oysa, hepimiz çok iyi biliyoruz yok,
Bir öte taraf yok,
Bir diğer dünya,
Bir cennet yok kaybettiğimizle tekrar sevişebileceğimiz.
Yok aşkı yaşayabileceğimiz şimdiden başka bir zaman.
Yok onu hissedebileceğimiz buradan başka bir mekan.
“Bu gece aşkı düşünüyorum saatlerdir kedimle başbaşa,
En yakıcı,
En yoğun formuyla sevmeyi, tek olmayı”
...
Aklıma bir tek doyasıya yaşanması gereken bugün geliyor.

0 yorum:

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB