Blog Mastürbasyonsa Roman Charlize Theron Mu Dur?

7 Ekim 2011 Cuma 0 yorum

Günaydınlar,
Geçenlerde bir arkadaşımla muhabbet ediyorduk. Konu blogdan romandan öyküden açıldı. Klasik geyikleri çevirdik aramızda , yok işte bloğun anlamı nedir? Sonu bucağı var mı? Yazarı bir yere götürür mü gibi konulara daldık çıktık. Bir ara arkadaşım şu cümleyi dile getirdi;
“Blog mastürbasyonsa Roman Charlize Theron’dur”
Bunu duyar duymaz bir kenara not ettim. Malum üzerine destan yazılabilecek bir konu.(merak etmeyin ben yazmayacağım o destanı) Yalnız kalınca da cümle üzerine düşünmeye başladım. Doğru muydu bu?
Çok tehlikeli bir soru bu... Aslında doğruluğunu sorgulamak yersiz sonuçta, herkesin başka bir gerçekliği başka bir tarzı var. Ama yok yok hadi sorgulayalım biraz.
Ne demek bu? Blog gerçekten mastürbasyon mu? Başaramadığımız, ulaşamadığımız, erişemediğimiz roman yazarlığı yolunda küçük bir tatmin mi? Ve romana ulaştığımızda bu, Charlize Theron’la birlikte olmak gibi(ilahi bir şey) mi olacak?(bu arada o hatunu da hiç sevmem)
Açıkçası cümle şöyle dahi olsa; “blog mastürbasyonsa, roman Monica Belluci’dir” Hayır öyle düşünmüyorum...
Burada konu birinin basit ve kolay elde edilebilir oluşu diğerininse çok daha değerli bir şey olması değil. En azından benim için değil. Ama cümle bariz şekilde bunu vermek istiyor.
Konu benim için birinin yaşıyor olması diğerininse bir idol haline dönüşmüş sabit birşey olması. Hatta açıklamayı bir adım ileriye götürüp şöyle sıradan bir örmekle de bağdaştırabilirim.
Herkes bilir ki dünyanın en seksi en güzel kadınıyla bile bir ömür yatılmaz. (kadınlar kızmasın biliyorum aynı şey erkekler içinde geçerli) Ama hergün başka bir kadınla pek tabi yatılabilir.
Bugün küstah ve seksi, ertesi gün ağırbaşlı, Pazar akşamıysa bir fahişeyle olunabilir. Benim kabul ettiğim anlamıyla bir blog da böyle olmalı. Sonuçta bu sayfalar statik bir konu hakkında bilgi vermeyi amaçlamıyor, sayfalar beni vermeyi amaçlıyor. Yani benim bir parçam olmaya çalışıyor. Dolayısıyla benim gibi de değişken olmalılar.
Bu arada bloğun romana olan üstünlüğü gibi şeyler zırvaladığımı da düşünmeyin sakın, böyle bir şey yapmıyorum. Birinin diğerine tercih edilmesiyle ilgili bir yazı değil bu. Bu gayet zevkten kadınlardan değişkenlikten bahseden bir yazı. Bunu açık açık söylemek istedim çünkü edebi düşünmenizi değil edepsiz düşünmenizi istiyorum. Boşverin şimdi derinliği, manayı, söz sanatlarını.
Zevki düşünün.
Sizi bilmem ama ben bunun için yaşıyorum. Gündelik zevkler için hayattayım. Bakın sözünü ettiğim şey mutluluk değil zevk, sadece zevk.
Bence mutluluk diye bir şey zaten söz konusu değil. Gerçek şu ki çok denedim inanmayı, hissetmeyi ancak hiç bir dönem bilmiyorum ki bunu gerçekten yaşayabildim. Kanımca olması istenen, hayal edilen, kovalanan mutluluk kavramı durmadan devam etmesini istediğimiz zevklerden oluşmuş masalsı bir gök kuşağı. Gökkuşağı dedim diye hemen romantiğe de bağlamayın. Bu kelimeyi kullanmamın tek nedeni onu sadece uzaktan görebileceğiniz ama asla ulaşamayacağınız gerçeğini hatırlatmak.
Yani ne diyorum? Mutluluk yok, zevk var.
İnsanoğlu bir gerçeği kabul etmeye görsün tüm hayatı davranışları ona göre şekil almaya başlıyor. Benim içinde durum böyle.
Ben vazgeçtim o gök kuşağına dokunmaya çalışmaktan. Dolayısıyla blog benim için biçilmiş kaftan.
Günlük, taze, değişken ve lezzetli.
Şimdi neydi şu cümle birkez daha hatırlayalım? Blog mastürbasyonsa, roman Charlize Theron’dur. Defolsun gitsin ben daha iyisini buldum.
Roman, güzel bir kadınsa, blog tüm kadınlardır.
Bu kadar kadın deyip durduk umarım erkek okuyucuların gözü dönmemiştir. Gerçi döndüyse de yapacak bir şey yok.
Herkese bol atraksiyonlu bir haftasonu diliyorum. Alemlere dalıp kediyi evde aç susuz bırakmayın.
Pazara görüşmek üzere.

0 yorum:

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB