Okyanus \ Bölüm 5 - Büyükanne

23 Mart 2012 Cuma 0 yorum

Bölüm 5
Büyükanne




Esmer güçlü ellerdi onu kollarından tutan. Tekrar bir cennetin sahilindeydi, başı öne sarkmış kolları iki yanda, bacakları geride bedenini takip ediyordu. Beş metre kadar sonra sırt üstü çevirdi onu sahilde sürükleyen iki kişi.Anlamadığı bir dilde konuşuyorlardı kendi aralarında, gerçi bildiği dilde konuşmuş olsalar bile anlayacağından emin değildi en son insan sesi duyalı üç sene olmuştu. Daha fazla direnmedi, bayıldı.
Gözlerini açtığında ağaç yapraklarından örülmüş bir tavana bakıyordu. Elleri yapraklarla sarılmıştı, parmaklarını kıpırdatmak istediğinde canı yandı, vazgeçti. Sağında bir giriş vardı, yine yapraktan yapılmış bir de basit kapı. Doğruldu yerinden canı acıyarak, kapıya ulaştı. Sargılı elleriyle kapıyı araladı.
Karşısında yarısının kadınların ve çocukların oluşturduğu geri kalanının genç erkeklerin oluşturduğu bir topluluk gördü. Daha doğrusu elli kadar kişiden oluşan kocaman bir aile. Herkes uğraştığı işle bir hayli meşguldü, yalnız yaşlı bir kadın kalabalığın içinden hemen ayırt ediliyordu, üzüntüsü sanki çevresindeki ağaçlara da bulaşmıştı. Karanlıktı ağaçlar. Kapıdan çıktığında herkes bir an dönüp ona bakmıştı bir tek yaşlı kadın istifini hiç bozmamış üzgün duruşunu kesintisiz muhafaza etmişti. Kalabalıktan ayrılıp dostça gülümsedi içlerinden biri, ona doğru yürüdü. Anlamadığı bir şeyler söyledi hızlıca, yaralı ellerinin bileklerinden tutarak. Yerlinin hareketlerinden, ellerinin acıyıp acımadığını sormak istediğini düşündü. Daha sonra yapraklar içinde çeşitli yemekler ikram edildi kendisine. O gün erkenden uyudu, bedeni fırtınanın hasarıyla, ruhuysa teknesinin kaybıyla yorgun düşmüştü.
Ertesi gün hareketleriyle onu kıyıda bulduğunu anlatmaya çalışan bir yerli göğsüne vurarak “Totoma” “Totoma” diyerek kendini tanıttı. O da kendi göğsüne vurarak “Dost” “Dost” dedi. Aklına ilk teknesinin adı gelmişti ayrıca medeniyette kullandığı ismi artık hiçbir şey ifade etmiyordu ona.
Takip eden iki hafta içinde önce ada halkının isimlerini, daha sonra ağaç ve hayvan isimlerini öğrendi, anlaşmaları çoğu zaman işaretler aracılığıyla oluyordu. Gündüzleri kabile erkekleriyle avlanmaya gidiyor akşamlarıysa yerel bir içki olan “tinkake” içip, uzun uzun ayı seyrediyordu. Ada gördüğü diğer cennetler kadar güzel hatta çok daha güzeldi. İçindeki sızıysa başka bir şekil almıştı, hayali sevgilisinin peşinden gidebileceği bir teknesi yoktu, eli kolu bağlı, savaşı kaybetmiş bu adaya çakılıp kalmıştı. Böyle bitemezdi, bitmemeliydi hala varlığını hissedebiliyordu o kadının, hemde öncekinden de fazla.Bu düşünceler içinde, çaresiz, tinkake’nin de etkisiyle sızdı kaldı kumsalda.
Adadaki altıncı ayıydı artık yerlilerin dilini iyi kötü konuşabiliyordu, kendine ait yapraktan bir kulübesi vardı. Kabile reisi adaya gelişinin dördüncü ayında onu aileden biri ilan etmişti. Genç kızlardan birini kendine eş seçme hakkına sahipti. En iyi dostu Totoma, sürekli artık evlenmesi gerektiğini, bir karısı ve çocuklarının olmasının doğanın bir emri olduğunu söylüyordu.
Ateş başında tinkake içip sarhoş oldukları bir gece yine aynı konuyu açtı Totoma. O ise Totoma’ya aya bakmasını söyledi, Totoma baktı. Bu aya bakan bir kadın var dedi, benim de şu anda aya baktığımın farkında, onu bulmalıyım, diğerleri sadece kadın, sadece güzel genç kadınlar, ama o benim eksik yarım... Tüm bu yolu sadece onu bulmak için aştım.
Totoma işittiği cümlelerle birden irkildi, alkolün etkisinden bir anda sıyrılıp, “kokone madana” “kokone madana” diye bağırmaya başladı. Büyükanneyle konuşmalısın diyordu. Dost onu sakinleştirdi yarın konuşacağını söyledi, sessiz gecede, okyanus kokusuyla uykuya daldılar.
Sabah Totomanın dürtüşüyle uyandı, büyükannenin kulübesine götürdü onu, kapıyı çaldı. İçerden yorgun bir ses “ki” diye mırıldandı. Gel komutunu alınca Totoma ve Dost kulübeye girdiler, odaya girince büyükanne’nin, adaya geldiği ilk gün, gördüğü üzgün kadın olduğunu anladı.
Totoma dün geceki heyecanından hiçbirşey kaybetmeden Dost’un dediklerini büyükanneye anlattı. Yaşlı kadının gözleri büyüdü, heyecan ve mutluluk içinde hızlı hızlı birşeyler tekrar etmeye başladı. Söyledikleri çok hızlıydı anlayamıyordu. Totoma’ya döndü ve kadının ne dediğini sordu.
Mayane...yani büyükannenin torunu... Bundan yedi ay önce, adayı terketmişti, büyükanneye son sözleri şunlar olmuş. Aya bakan adam ona gelemiyorsa, aya bakan kadın ona gidecek...
Yaşlı kadın sevinçle, aya bakan adam’ın sonunda geldiğini haykırıyordu.

0 yorum:

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB