Boş Bir Sayfa

3 Ağustos 2011 Çarşamba 0 yorum

Bu...
İşte bu, şu yeryüzündeki en güzel şey. Boş bir sayfa, ama siz sadece sonuna, dolu haline şahit olabiliyorsunuz; oysa bu sayfa, benim için anlatılması gerçekten zor bir duygu. Evet bu sayfa kendi başına dolu dolu bir duygu.
Bomboş bir sayfa, el değmemiş, tertemiz ve beni bekliyor. Tüm sınırsızlığıyla tüm sonsuz olasılıklarıyla bana bakıyor, beni çağırıyor. Burada renk renk, çeşit çeşit dünyalar da yaratabiliyorum tanrı gibi, yarattıklarımı kırıp kenara da atabiliyorum bir çocuk gibi. Küfür de edebiliyorum, seve de biliyorum. İntikamımı da alabiliyorum cezamı da çekiyorum.
Ne kadar da herşeye hazır ve yardımcı.
Ne kadar da her ağır yükü, duyguyu kaldırıp size gösterebilecek kadar güçlü.
Yeri geldiğinde ne kadar da soylu, yeri geldiğinde nasıl da terbiyesiz, edepsiz ve umursamaz...
Ve sanki bu boş sayfa beni emiyor...
Emip beni gerçeğe çeviriyor. Bu eti, kanı kemiği usta bir simyacı gibi daha kıymetli olana dönüştürüyor.
Ben sadece karşısında duruyor bazı tuşlara basıyorum; karşımda cümleler oluşuyor, ben oluşuyorum, kaderim oluşuyor.
Olmuş olanı tekrar yaşıyor gibiyim, bu boş sayfa doldukça hatırlıyorum kendimi. Bu boş sayfa bir şekilde doldukça olması gerekenler oluyor...
Böyle mi düşünüyorum? Ben şimdi düşünüyor muyum ki?
Hayır,
Sadece biliyorum. Çok daha önce yazılmış bir yazı bu.
Derinlerde bunu daha önce yazdığımı çok iyi biliyorum, hatırlıyorum.
Evet hatırlıyorum, düşünmüyorum, hatırladıklarımı yazıyorum. Aslında başından beri geçmişim ve geleceğim hakkında hep bilmiş olduklarımı hatırlıyorum.
Düşündüklerimi değil, hatırladıklarımı yazıyorum.
Bilincim kağıda mı kopyalanıyor? Yoksa herşeyimle bu kağıda mı akıyorum?
Belki de kağıdın kendi oluyorum.
Sanki burada...
Bu fiziksel dünyada azalıyorum, bu boş beyaz kağıtta çoğalıyorum.
Hafifliyor ve kayboluyorum doyasıya, hissettiğimse coşku ve bir de huzur.
Neden böyle diyesim geliyor bilmiyorum ama hissettiğim, ölüm gibi, ölmek gibi..
Sanki ölmeyi biliyormuşum da... Öteye geçmeyi istemek gibi.
Ötesini de bilmek gibi, eve dönmek gibi... Yeniden başlamak, yaşamak gibi.
Buradan ve şimdiden çok daha yoğun, her zaman her yerde olmak gibi.
Pek çok başka yerde, başka zamanlarda devam etmek gibi.
Sonsuz uzay boşluğunda saf bilince dönüşmek, durmaksızın hareket etmek gibi.
Bir kedinin nefesi, bir insanın göz yaşı, nemli toprağın kokusu olmak gibi boş bir sayfaya bakmak..
Herşeyin bir parçası olmak gibi...
Hatta, herşey olmak gibi.

0 yorum:

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB